Yeni Asya ve Gençlik Şöleni

Yeni Asya Risale-i Nura ve Üstad Bediüzzaman’a alem ve bayrak olmuş. Zira Yeni Asya ismi nerede duyulsa ve görülse doğrudan Risale-i Nur davası akla gelir. Zaten Yeni Asya’nın en mühim vazifesi de budur. Yani, Risale-i Nur ismi ile vasıflandırılan iman ve Kur’an davasını aleme neşretmek. Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin davasını kıyamete kadar devam ettirmek. Yeni Asya’nın elinde sadece nur var. Yeni Asya’nın her bir mensubu bu nurları ve Risale-i Nur davasını aleme neşretmek üzere hizmet eder. Kimseden çekinmez, kimseden korkmaz, riya ve gösteriş yapmaz. Devirler, değişir ama bu hizmet değişmez.

Bu heyet, ihlas ve samimiyetle Üstadının iman hizmetini devam ettirmeye çalışır. Yaptığı her bir sosyal faaliyeti ile nurlarını meselesini nazarlara verir. İşte bu durum net olarak 15 Mayıs’ta yapılan gençlik şöleninde bir kez daha açıkça görüldü.

Evet, yer Konya, Mevlana diyarı. Mevlana Kültür Merkezi gibi nezih bir mekanda, binlerce gönül dostu bir araya gelmiş. Duvardan duvara asılmış büyük bir resim, üstünde Nurlar ve Üstad. Daha meydana girmeden sizi uzaklardan karşılıyor. Lisan-ı hali ile “Burada Bediüzzaman ve Nurlar adına büyük bir içtima” var diyor. Bu emniyet ve sadakat ve gönül huzuru ile dostlar kucaklaşıyor. Gençler neşe içinde etrafına nurlar neşrediyor. Öylesine bir muhabbet ve sevgi hali var ki, sanki bu muhabbet höbek höbek uhrevi alemlere taşınıyor.

Ülkenin her yerinden katılımlar var. Van’dan, Bitlis’ten, Samsun’dan, İzmir’den, Edirne’den ve Kars’tan. Hatta ta Amerika’dan… Ayrı renklerde, ayrı ırklarda, ayrı dillerde, ayrı şivelerde insanlar nurun etrafında bir oluyorlar, birlik oluyorlar. Müminlerin kardeşliğini hal diliyle yazıyorlar.

Öğleye kadar devam eden bu muhabbet selinden sonra final sahnesine geçiyoruz. Gençlerin kol kola bir muhabbet halkası oluşturdukları, Mevlana’nın hisleriyle mekanlaştırılmış, semayı ve dünyayı andıran o salondaki toplantıya. Doğrusu bu mekandaki bu nezih programı kelimelerle ifade etmek çok zor. Zira binlerce gencin bir arada nur davası için akıl, his ve duygu ve kabiliyetlerini birleştirmiş olmaları kelimelerle ifade edilmez. Ancak yaşanır. Zaten bir çok kardeşimizin sevinç göz yaşlarıyla izlediği bir toplantıyı bir kaç cümle içine sığdırmak da çok zor olsa gerektir.

Bir davaya gençlik sahip çıkıyorsa, en zor şartlar altında bile böylesine fedakar bir gençlik varsa, o dava ilelebet yaşayacak demektir. Bu toplantı sonunda şunu da aynelyakin anladık ki, Risale-i Nur davası sönmez ve söndürülemez. Üstad ve Risale-i Nurun en bahadır evladı olan Yeni Asya da, ölmez ve öldürülemez. “Korkmayın kardeşlerim, bu Nurlar parlayacak” diyen Üstadımızın da bu toplantıdaki genç kardeşlerimizi manen tek tek tebrik ettiğinden asla şüphemiz yok.

Hatta: “Ey yüzden tâ üç yüz seneden sonraki yüksek asrın arkasında gizlenmiş, sâkitâne benim sözümü dinleyen ve bir nazar-ı hafiyy-i gaybî ile beni temâşâ eden Said, Hamza, Ömer, Osman, Yusuf, Ahmed, v.s. Size hitap ediyorum” sözünde bu toplantıyı düzenleyen, organize eden, süreci sonuna kadar takip edip başarıya ulaştıran, bu ulvi toplantıya bizzat katılarak nurun davasına gönül veren genç kardeşlerimizin hisselerinin çok büyük olduğuna inancımız tamdır.

Amerika’dan gelerek toplantıya katılan başta Süleyman Kurter ve Prof. Kevin Barrett gibi kardeşlerimiz de yukarıdaki hitabın sahasını dünya kadar genişleterek ayrı bir şevk ve heyecan dalgası meydana getirmişlerdir. Bilhassa İmran Kurter gibi genç bir kardeşimizin yaptığı konuşma ayrı bir şevk kaynağı oldu. Amerikalı kardeşlerimizle yaptığımız kısa sohbette ne kadar mutlu ve heyecanlı oldukları yüzlerinden ve sözlerinden anlaşılıyordu. Böylesine muhabbetli, dinamik ve güçlü hislerle donatılmış kardeşlerin varlığından haberdar olmaktan çok memnun olmuşlardı. Biz de, “Amerika’da sizin gibi hizmet ehli kardeşlere böylesine dinamik bir cemaatin maddi ve manevi duaları çok büyük destek olacaktır” sözüyle, onların hislerine tercüman olduk. Onlar da “Bu destekle inşallah çok güzel hizmetler yaparız” diye mukabelede bulunarak fiili bir memnuniyet hali sergilediler.

Netice-i kelam: 15 Mayıs’ı Mevlana’da yaşayanlar çok şey gördü, çok feyizler aldılar. Bizler de aldık.

Bu vesile ile bu toplantıya katılan her bir gencimizi ve saçlarını hizmet yolunda ağartmış genç ruhlu kardeşlerimizi tek tek tebrik ediyoruz. Nur davası için, Kuran davası için gayret eden tüm kardeşlerin hepsinden Allah razı olsun diyoruz. Allah son nefesimize kadar bizleri bu hizmet ve bu dava içinde istihdam etsin. Amin

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*