14 Mayıs, DP ve çatı partisi

Seçim sath-ı mailine girdik.

6’lı masa ve muhalefet cephesi yol haritasını tespit etmeye çalışırken…

İktidar seçim tarihini ilan etti bile:

14 Mayıs.

Ve o sihirli sözü seçim sloganı olarak kullanacağını da “bütün pişkinliği” ile beyan etti:

“Yeter söz milletindir!..”

Kabul edin veya etmeyin, ama…

Bu Erdoğan gerçekten çok ilginç bir kişilik.

Şu son çıkışı ile zannedersiniz ki yirmi yıldır CHP iktidarda.

Bütün sosyal ve ekonomik dengeleri de onlar bozdu.

Erdoğan da bunları düzeltmek için 14 Mayıs seçimlerinde onların karşısına çıkacak.

Ve “Yeter söz milletin” diyerek DP’nin 1950 de elde ettiği o muazzam başarıyı egale edecek.

Yani bu kadar da olmaz diyorsunuz…

Çok az bir siyaset bilenler millet bu kadar da anlamaz insan yerine konmaz diye şaşırıp kalıyor.

Muhalefet de bir anda şaşırdı kaldı zaten.

Ardından 14 Mayıs’a ve sloganına sahip çıkmak zorunda kaldı.

Buna CHP de dahil.

Hatta bazıları baya ileri gitti.

14 Mayısta kimin yenildiğini nazara almadan hemen Kılıçdaroğlu’nu “Yeter söz milletindir” sözünün arkasına koymaya kalkıştılar.

Şaşılacak şey:

Bazı saftirikler tablosunu bile yapmışlar.

Halbuki DP’nin milletin tokadını temsil eden o tokadı Kılıçdaroğlu’nun eski partisi yemişti.

Onun için önümüzdeki seçimlerde bu sloganla ve halkçıların adayı ile Erdoğan önüne çıkmak ciddi bir riski de beraberinde taşır.

Çünkü iş yine 1950 şartlarına döner.

Erdoğan da elindeki muazzam basın gücü ile dehşetli bir propaganda yürütür.

Ve CHP’nin o eski CHP olduğuna milleti ikna edebilir.

İşte bu nedenle;

6’lı masa farklı bir taktik izlemeli, diye düşünüyoruz.

Madem Erdoğan Demokratların mirasını gasp etmeye çalışıyor.

Şu an içinde bulunduğu krizden yine DP ve sloganından medet umarak kurtulmaya çabalıyor.

O zaman Erdoğan’ın bu taktiğini elinde almak gerekiyor.

Nasıl mı?

Önümüzdeki seçimlerde Erdoğan karşısına İlhan Kesici veya Gültekin Uysal gibi Demokrat bir adayla çıkarak…

Ve…

Cumhur ittifakına karşı da DP’yi millet ittifakının çatı partisi olarak çıkararak…

İşte o zaman Erdoğan menfi propaganda yapacak zeminini kaybeder.

“DP’nin çatı partisi olması” düşüncesi ütopik bulunmasın.

Zira;

Yeni seçim kanunu bir çatı partisini neredeyse zorunlu kılıyor.

Bu DP olsun veya başka biri.

Çatı partisi adeta zorunlu gibi.

Onun için DP en öncelikli ve mantıklı seçenek.

Zaten;

Avrasyaanket sahibi Kemal Özkiraz da DP’yi çatı partisi olarak önermişti.

Bu son derece makul bir çözüm.

Şartlar da bunu zorlar mahiyette.

Şayet DP çatı partisi olursa…

6’lı masa da seçim çevrelerine göre uygun bir liste çıkarır ise…

Bu durum da millete güzelce anlatılır ise…

O zaman işte 1950 şartları tekrarlanabilir.

Erdoğan’ın elindeki bu mühim koz da alınmış olur.

Bu noktada tabi ki en büyük iş Kılıçdaroğlu’na düşüyor.

Şayet Sayın Kılıçdaroğlu nasıl ki 6’lı masayı kurduğu gibi, DP’yi de çatı partisi olarak kabul eder ve ettirir ise..

İşte o zaman belki de çatı patisinin adayı olarak meydana çıkabilir.

Yani DP’nin adayı olarak…

Ve böylece Erdoğan’ın oyunlarını bozabilir.

Evet, ilginç bir seçim sürecine doğru gidiyoruz.

Bakalım neler olacak…

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Evet, Sayın KLIÇDAROĞLU Helalleşme faslını, Demokrat misyona yapılmış olan haksız “Siyasî Darbelerin” vermiş olduğu zararların ve HAKSIZLIĞIN telafisi veya Haklarının tekrar iadesi yolunda, Sayın Gültekin UYSALA “ADAYLIK” FIRSATINI verirlerse, “Helalleşme Yolundaki” en önemli adımından birini de TAMAMLAMIŞ OLUR ve Rahmetli Menderes ve ekibinin Ruhaniyatları ve de SIYASÎ Varisler DEMOKRAT Misyon da tesellî edilmiş olur, “Yeter! Söz MİLLETİNDİR.” Parolası da tam isabet olur, vesselam.

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*