Hürriyet zemininde bir eğitim istiyoruz

M. HANİFİ ÖRNEK: İthal eğitim sistemleri ile bir nesli kaybettik. Artık uyanmalı, kendi çocuklarımızı yabancı düşünce ve telâkkilere kurban vermemeliyiz. Makine gıcırtısı, teknolojik saplantı ruh ve kalpleri mahvetti. Kafalara zehir enjekte etti. Eğitim sistemi kimlik arıyor. Çözümü ise, kendi tarih, din, kültür kodlarında.

Demokrat Eğitimciler Derneği Genel Sekreteri Eğitimci-yazar M. Hanifi Örnek ile eğitim üzerine konuştuk. Örnek, “Hürriyet zemininde kabiliyetlerin neşvünema bulacağı bir eğitim istiyoruz” diyor.

Demokrat Eğitimciler Derneğinin (DED) hedefi nedir?

Demokrat eğitimciler, eğitimde demokrasi demokraside eğitimi esas alan bir misyona sahiptir. Özellikle Türk Millî Eğitimini, millî, dinî dinamiklerle harmanlandığı, akıl ve kalp beraberliğinde insan yetiştirmeyi amaçlayan, fıtrat eksenli bir yapıyı öncelemektedir. Öğrenciyi eğitimin nesnesi değil, öznesi yapan; insana bakışı ontolojik bir esasla, manevî dinamikleri beraberce düşünen iki kanatlı bir yapıyı esas almaktadır.

Öğretmenliği saygın bir meslek haline getirmek ve onların özlük haklarını savunmak da, DED’in hedefleri arasındadır.

Demokrat Eğitimcilerin hizmet ve faaliyetleri nelerdir?

Demokrat Eğitimciler, Türkiye çapında seminerler, paneller tertipleyerek, eğitim camiasına yön veri pusula gösterecek önemli katkılar sunduğunu düşünüyoruz. Özellikle Ankara’daki millî eğitimi değerlendirip, yeni ufuklar çizen Medresetüzzehra’nın tahlilleriyle eğitime yeni bir vizyon kazandıran faaliyetlerimiz çok ses getirmiştir. Özellikle eski Millî Eğitim Komisyonu Başkanı ve 19. Dönem milletvekili olan merhum Nurettin Tokdemir Başkanlığı’nda yapılan panelimiz, büyük ses getirerek önemli bir görev icra etmiştir. Daha sonra yurt dışı gezileri, eğitimle ilgili çalıştaylar, ve Yeni Asya Gazetesi’nde uzun yıllar devam eden Eğitim sayfasını hazırlayarak Millî Eğitimde büyük faaliyetler icra edilmiştir. İstanbul’da iki haftada bir düzenlenen seminerlerle toplumu ilgilendiren konularda reçeteler sunulmuş, öncü ve belirleyici rol oynanmıştır. STK’larla beraber Türkiye’nin hürriyetçi bir demokrasiye kavuşması için yaptığımız çalışmalarda mevcuttur. Pandemi dolayısıyla ara verilen programlarımıza, online olarak devam edeceğiz.

Yeni Asya ile ortak çalışmalarınız nelerdir?

Düzenlediğimiz panel, toplantı ve seminerleri Yeni Asya Gazetesi’nde haberlerle duyurarak, güncel mevzularla entegre bir şekilde gitmektedir. Yapılan seminerler sonrasında, programda dikkat çeken hususlar Yeni Asya Gazetesi’nde yayınlanmaktadır.

Eğitim sistemi kimlik arıyor

Eğitimde nasıl bir dönüşüm istiyorsunuz?

Mevcut sistem Batıdan kopyalanmış ideolojik bir çerçeveye oturtulmuştur. Önce Fransız, sonra İngiliz, sonra da ABD sistemleri tercüme ederek uyguluyor. Bu sistemler pozitivist, maddenin evrensel girdabında boğuluyor. İthal eğitim sistemleri ile bir nesli kaybettik. Artık uyanmalı, kendi çocuklarımızı yabancı düşünce ve telâkkilere kurban vermemeliyiz. Makine gıcırtısı, teknolojik saplantı ruh ve kalpleri mahvetti. Kafalara zehir enjekte etti. Eğitim sistemi kimlik arıyor. Çözümü ise, kendi tarih, din, kültür kodlarında. Eğitim temeli terbiye ve ahlâk üzerine kurulmuş. Eğitimde önemli olan kişisel kimlik, kişilik karakter eğitimi, işin özünü oluşturuyor. En büyük Eğitimci Peygamber Efendimiz (asm), insanı insan yapan değerleriyle bizlere büyük bir rehber oluyor. Biz de en başta bu değerlerle eğitim sunmalı ve bunu öğrencilere verebilmeliyiz.

Millî Eğitim, neden bir türlü başarılı olamıyor?

Millî eğitimi bu çöküşe götüren en önemli mesele sistemden ziyade temel millî paradigmanın inşa edilmemesidir. Gözünü, kulağını Batıya çevirmek yerine; Bediüzzaman gibi çağları aşan bir projeyi sunan yerli esaslara çevirmelidir. Bu toprakların havası, suyu gibi, tarih ve kültürün değerleriyle nemalanan akıl ve kalp beraberliğinde fen ilimleriyle din ilimlerini kaynaştırarak, ideal insan yetiştirmek gerekir. İdeolojik saplantılardan kurtulup, pedagojik yapıya kavuşturulduğunda sistemin önü açılacaktır. Şimdiye kadar uygulanan ve vahşi bir aygıta dönüşen statikonun karanlık dehlizlerinden mayalanan bu köhne yapı, asrın gereğine göre yepyeni referanslarla fıtrî bir mecraya oturtulmalıdır. Din ilimleriyle fen ilimleri imtizaç ettirilerek çift kanatlı bir yapıya dönüştürülmelidir.

Millî Eğitimin millî menfaat ve değerlere hizmet etmesi için yol haritasını belirleyen ve bu husustaki politikaları üreten bir eğitim konseyi, ismi başka da olabilir, gereği zaruret haline gelmiştir. Eğitim ruh, kalp, vicdan, ahlâk omurgası üzerine inşa edilmesi gerekiyor. Fıtrî bir eksen üzerine bina edilen bu anlayış, millî ve manevî değerleri öğrencilere daha iyi kazandırıyor.

Fıtrat eksenli eğitim şart

Peki eğitimde öncelik ne olmalıdır?

Önce insan, önce kendini tanıma. Kendini, özünü tanımayan öğretmenlerden, kendini tanıyan çocuklar yetiştirmesi beklenilemez. O yüzden eğitimciler de sahip olduğu değerlerin farkında olmalı. İnancı olmayanın ideali olmaz. İdeali olmayanın kişiliği gelişmez. Kaliteli bir eğitim, inançlı fıtrat eksenli bir eğitimi ister. Ve aynı değerleri taşıyan öğretmenleri.

Büyük idoller büyük hedeflerle gerçekleşir. Bunu başaran idealist öğretmenler. Millî şairimiz Mehmet Âkif’in dediği gibi: “Muallimim diyen olmak gerekir imanlı, edepli, sonra liyakatli, sonra vicdanlı…”

Ahlâklı, edepli, liyakatli, becerikli, kişilikli ve karakterli öğretmenler yetiştirilmesi için Eğitim Fakülteleri kurulmalı, bu hayati ihtiyaç giderilmelidir. Mevcut Eğitim Fakülteleri, bu ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Batıya dönük değil, İslâm kültür ve medeniyetini beslemeli.

Nasıl bir eğitim olmalı?

Bu eğitim sistemi ile bir asır kaybettik. Bir asır daha kaybetme lüksümüz yok.

Demokratik değerlerden uzak olan bu sistem, fıtrat ve insanî değerlerden de uzak. Akla mantığa uymayan, çağdışı bir fikir, statiko uğruna, çocuklarımızı kurban etmek geleceklerini çalmak, aklın alamayacağı bir durumdur.

Demokrat Eğitimciler Derneği (DED) olarak, hürriyet zemininde kabiliyetlerin neşvünema bulacağı bir eğitim istiyoruz. Biz de bunun için mücade veriyoruz. Bu konuda referans kaynağımız, maddî ve manevî dinamiklerimiz, kitap ve sünnet anlayışıdır. Herşeyden önce eğitimin ideolojilerden kurtularak, pedagojik bir zemine oturtulması lâzım. Resmî ideoloji her yerde kendisini hissettiriyor. Bu durum genç nesli, müflis bir ideoloji uğruna heba ediyor. Buna dur demek gerekiyor.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*