Arap baharını yeniden sorgulamak

“Arap baharı” olarak sunulan gelişmelerin dindarlar arasında sebep olduğu tarafgirâne tartışmalar devam ederken, şu sualleri kendi kendimize soralım:

Arap baharı ile neocon’ların organize ettikleri WikiLeaks hadisesi arasındaki irtibatı biliyor muyuz? Bildiğimiz gibi bu internet deşifresi olayların pimini çekmişti…

Libya’yı dizayn eden, El Cezire’nin patronu ve daha sonra Libya Ulusal Devrim Komitesi başkanı olan Amerika’da yetişmiş NLP uzmanı Mahmut El Cibril’in Arap baharındaki rolünü biliyor muyuz?

Batıdan İslâm âlemine STK’larca dağıtılan paraların mahiyetini ve hatta bazı İslâmî cemaatlere de bu paradan külliyetli miktarda verildiğini ulusal ve uluslar arası gazeteler yazdılar. Takip edebildiğimiz kadarıyla hiçbir tekzib yapılmadı… Mahiyetini bilen varsa ve yazarlarsa medyun oluruz.

Şu an Katar Emirinin kucağına terk edilmiş El Cezire’nin İsrail-Fransız Yahudîlerince kurulduğunu, halkları galeyana getirmek için binlerce düzmece haber ve resmin buradan neşredildiğini biliyor muyuz?

Türkiye gazetelerinde neşredildiği üzere binlere varan insanların olayları dijital medya üzerinden desteklemek üzere Katar, Türkiye ve Tunus gibi yerlerde çalıştırıldığını takip edebildik mi?

Balkanlar’da, Kafkaslar’da ve Türkiye’de turuncu devrim için çalışan veya çalıştırılan STK’ların İstanbul otellerindeki Arap baharı programının münderecatını biliyor muyuz?

İsrail’in Arap baharına karşı olduğu propaganda edilirken Rasmussen’in Malatya/Kürecik girişimiyle Aliyev–Netanyahu’nun Hazar koridoru projesine ne kadar vâkıfız?

Harvard Üniversitesinden Albert Einstein Enstitüsünde çalışan Prof. Gene Sharp’ın neoliberaller için hazırladığı dijital ihtilâl kitabının 28 dil üzerinden Arap baharında kullanıldığını biliyor muydunuz?

12 Eylül öncesinde hançerelerinin vüs’ati nisbetinde İran devrimine ve Humeynî’ye nümayişlerle destek olanların, Suriye’nin dağılmasına ve iç savaşın genişlemesine itiraz eden Nur Talebelerine “Tahranu!” demeleri kıyametin yeni bir alâmeti değil mi?

1980’lerdeki Afganistan cihadına giden Suudîleri çekirdek ittihaz ederek organize ettikleri örgütleri Afganistan, Kafkasya, Yemen ve New York’ta kullanan insiyatifin Müslüman olduğuna inanıyor musunuz? Ki aynı tedhiş hareketi maalesef Libya’da, Yemen’de, Mısır ve Suriye’de de sahne aldı ve almaya devam ediyor…

Turuncu devrimin Belgrad, Kiev, Tiflis, Bişkek ve İstanbul organizelerinin Tahrir’deki resimlerine rağmen Arap baharının Müslümanların kontrolünde cereyan ettiğini nasıl iddia edeceğiz? Avrupa ve Amerika’dan Mısır’a gelmiş binlerce aktivistin haberlerini medyada gördüğümüz ve hatta Mısır idaresiyle Amerika arasında bu hususun diplomasi krizini doğurduğunu bildiğimiz halde, onların çıkardıkları ihtilâllere bahar mı diyeceğiz?

Gördüğünüz gibi devam ettiğimiz takdirde belki de yüze varacak sorular çıkacak. Ama bunlar şimdilik yeterli.

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Eline saglık Şükrü bey yazdıgınız bütün bu gerçekleri Türkiyedeki gazetelerin televizyonların çogu saklıyor. Halkın bilgilendirilmesini istemiyorlar niçin?

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*