Cehennemdeki Hususi Cennetler

Allah’ın her şeyi rahmetledir.

Kainatın yaratılması, mahlukatın nizam ve intizam içinde hayatlarının devamı Allah’ın rahmet ve şefkati iledir. Güneş bizi ısıtıyor, ay gecemizi aydınlatıyor, dünya bize hizmet ediyor ise bu Rahman ve Rahimin şefkat ve rahmeti sayesindedir.

Yağmurun biz sulaması, toprağın binlerce nimeti yetiştirip bize sunması, bitkilerin en güzel meyvelerini bizlere ikram etmesi; keçi, koyun gibi hayvanların bizler için hayatını feda etmeleri, yine Kerim ve Rahim olan bir Zatın şefkat ve merhameti iledir. Hayatımız ve hayatımızı devam ettiren tüm nimetler, Allah’ın Vedud ve Hannan ve Mennan isimleri gereği yine şefkat ve rahmet yolu ile gelir.

Hatta biz insanların kendi hatalarımızdan dolayı başımıza gelen musibet ve felaketlerde bile bir rahmet ve şefkat ciheti vardır ki, musibete uğrayan insanlara Cenab-ı Hak, ahiret ve ebediyet yurdunda öyle rahmetler ediyor ki, o dünyevi musibetin şiddetini hiçe indiriyor. İşte böylesine musibetler altında inleyen insanları ahirette rahmetlere gark etmek, inanan insanları Cehennem azabından affetmek, müminleri ebedi Cennette mesut etmek de yine O’nun rahmet ve şefkati iledir.

Kafire Cehennem hayatı vermek de bir cihette rahmet izi taşır. Zira kafir kendisinin ‘ebedi yok olacağı’ inancını taşıyor. Cehennem de olsa varlık yokluğa tercih edilir. İşte varlık alemlerinden bir alem olan ve Zebani gibi bazı mahlukatın mekanı olan Cehennem hayatını kafir için yaratmak da bir ölçüde rahmettir.

Cehennemde bazı insanlar için hususi cennetler yaratmak da yine Allah’ın rahmet ve şefkati iledir. Makbul bir imanı olmayan, ancak ‘Müslümanlara yardım eden, İslamları seven bazı kişiler için cehennemde hususi cennetler olacağı’, bakın Risale-i Nurda nasıl tarif edilmiş:

“Ebu Talib, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın risaletini değil, şahsını, zâtını gayet ciddî severdi. Onun o gayet ciddî, o şahsî şefkati ve muhabbeti, elbette zayie gitmeyecektir. Evet, ciddî bir surette Cenâb-ı Hakkın Habib-i Ekremini sevmiş ve himaye etmiş ve taraftarlık göstermiş olan Ebu Talib’in, inkâra ve inada değil, belki hicab ve asabiyet-i kavmiye gibi hissiyata binaen makbul bir iman getirmemesi üzerine, Cehenneme gitse de, yine Cehennem içinde bir nevi hususî cenneti, onun hasenatına mükâfaten hâlk edebilir. Kışta bazı yerde baharı hâlk ettiği ve zindanda, uyku vasıtasıyla, bazı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi, hususî cehennemi, hususî bir nevi cennete çevirebilir.(Mektubat, 376)”

Ne kadar güzel bir müjde bu!

Ebu Talip hakkındaki bu fetva, Peygamber Aleyhisselamı seven, ona hürmet eden, onun davasına saygı gösteren, onu insanlık için büyük bir mürşit olarak gören, ancak makbul bir iman getirmeyen tüm insanlar için geçerli olabilir.

Demek ki Allah’ın rahmetinin tecessüm etmiş bir göstergesi olan, alemlere rahmet olarak gönderilen Resul-u Ekreme(asm) karşı yapılan en küçük bir saygı, sevgi ve muhabbet dahi boşa gitmiyor ki, Allah onlar için cehennemde bile olsa hususi cennetler yaratıyor.

Hatta insanlığa büyük faydaları olmuş, insanlık için büyük gayret ve çaba sarf etmiş, ilim ve fen yolu ile insan hayatını kolaylaştıran birçok ilmi keşif yapmış Edison gibi büyük ilim adamları da bu sınıfın içine girebilir. Bu büyük insanların tam akibetini bilmiyoruz, ama bu ilim adamları belki makbul bir imanı olmadığından dolayı cehenneme bile gitse, Allah onlar için dünyada yaptıkları hizmete mükafat olarak onlar için bir cehennemde hususi bir cennet yaratabilir. Allah’ın rahmetinden kimse ümit kesmesin.

Bu noktada konu ile ilgili bir Hadis-i Şerifi nakledelim. Hadis-i şerif, Bediüzzaman Hazretlerinin Cehennemdeki hususi cennetleri tanımlamasına kaynak olması bakımından oldukça dikkat çekicidir:

‘Resulüllah şöyle buyurmuştur: Dört grup vardır ki, onlar kıyamet günü kendilerini mazur göstereceklerdir: Hiçbir şey duymayan sağırlar; Gel-git akıllı ahmaklar; aşırı yaşlılar; fetret devrinde ölen insanlar. Sağırlar derler ki, Yarab! İslamiyet geldi ama biz bir şey duymadık. Gel-git akıllılar diyecek ki, İslamiyet geldi ama benim üzerime çocuklar pislik atıyorlardı. Yaşlılar diyecek ki, İslamiyet geldi ama bir şey anlayamadık. Fetret devrinde ölenler diyecek ki, Yarab! Bize peygamber hiç gelmedi. Bunlar cehenneme de girseler, Allah orayı onlar için bir nevi cennete çevirir.’(El-Beyhaki, Kitab el-I’tikad)

 

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*