Ey gönül!

Söz dinletemediğimiz nice hislerimiz vardır.
Bir çok kavgayı kendi dünyamızda yaşarız.
Kendi kendimiz ile konuşuruz.
Planlar yaparız.
Geçmişi sorgular, geleceği planlarız.
Gönül çoğu zaman ferman dinlemez.

 

Nice ucu açık duygular ile sahraları geçer, ufuklarda gezeriz.
Hayal dünyası, ümit dünyası hep bu gönül sevdalarından geçer.
Ne söz dinler, ne de nasihat.
Nice bedbaht arzuları olduğu gibi, nurânî duyguları da bir bir arkasında canlandırır.
“Uslan artık deli gönül,
Bak gelip geçiyor ömür” denir daha sora.
Onu zabt u rabt altına alacak yegâne mihenk noktası manevî hayatımızdır.
Bir hayat planına ihtiyacı vardır.
Yasakları olmalı, kırmızı çizgileri olmalıdır.
Yoksa o gönül hikâyesini serbest bıraktığınız zaman sizleri nereye ve nelere götüreceği hiç belli olmaz.
Böyle âvâre,
Böyle perişan,
Böyle virane…
İnsan gönül hikâyelerini yaşar.
Arzuları ebede kadar uzanmıştır.
Emelleri sonsuzdur.
Sabrı kısa, hevesleri sınırsızdır.
Bunlar hayat boyu insanları çepeçevre kuşatmıştır.
Bir gaye-i maksadı olmayan insanlar, bu hissiz ve mânâsız gönül hikâyeleri ile adeta sarhoş olur.
Ne içki içip sarhoş olmasına gerek vardır, ne de uyuşturucu müptelâsı olmasına.
O zaten bu mânâsız ve neticesi olmayan meşakkatlerin sarhoşu olmuştur.
“Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır” feryatları ile hayatı kendisine çekilmez hâle getirir.
Nice hayat yolunda çaresizlikler içinde kıvranır.
Gönül hikâyelerini ebedî hayatın seyri ile mânâlaştıranların dünyasında böyle sarhoşluklar olmaz.
Onların bir hedefi vardır.
Onların bir gayesi vardır.
Canı ve cânânı pahasına hayatını “Mucidini feda etme” yolundadırlar.
Cenneti bile asıl gaye ve maksat yapmaz.
Peşin olarak aldığı vücut ve hayat nimetinin şükrü ile meşguldür.
Bu gönül hikâyeleri hiç bitmez.
“Bu zaman İslâmiyet fedaisi olmak zamanıdır”
“Bizler muhabbet fedaisiyiz, husûmete vaktimiz yoktur” ikazlarını hayatlarının temel karakteri olarak benimsemişlerdir.
Ey gönül!
Şimdi söyle:
Sen hangi taraftasın?

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*