Küresel ısınma ve karbon ayak izi

Hz. Üstadımız 30. Lema’da diyor ki:

“Şu kâinat öyle bir saraydır ki, o sarayda mütemadiyen tahrip ve tamir içinde çalkanan bir şehir var. Ve o şehirde her vakit harp ve hicret içinde kaynayan bir memleket var. Ve o memlekette her zaman mevt ve hayat içinde yuvarlanan bir âlem var.

Halbuki, o sarayda, o şehirde, o memlekette, o âlemde o derece hayret-engiz bir muvazene, bir mizan, bir tevzin hükmediyor; bilbedâhe ispat eder ki, bu hadsiz mevcudatta olan hadsiz tahavvülât ve vâridat ve masarif, herbir anda umum kâinatı görür, nazar-ı teftişinden geçirir birtek Zâtın mizanıyla ölçülür, tartılır. Yoksa, balıklardan bir balık, bin yumurtacıkla ve nebâtattan haşhaş gibi bir çiçek, yirmi bin tohumla ve sel gibi akan unsurların, inkılâpların hücumuyla, şiddetle muvazeneyi bozmaya çalışan ve istilâ etmek isteyen esbab başıboş olsalardı veyahut maksatsız, serseri tesadüf ve mizansız, kör kuvvete ve şuursuz, zulmetli tabiata havale edilseydi, o muvazene-i eşya ve muvazene-i kâinat öyle bozulacaktı ki, bir senede, belki bir günde hercümerc olurdu. Yani, deniz karma karışık şeylerle dolacaktı, taaffün edecekti. Hava gazât-ı muzırra ile zehirlenecekti. Zemin ise bir mezbele, bir mezbaha, bir bataklığa dönecekti. Dünya boğulacaktı.”

Yani özetle:

Kainatın ve dünyanın öyle bir Sahibi var ki, sonsuz bir dikkatle her yerde müthiş bir denge ile her şeyi idare ediyor. Mülkünde hiçbir müdahale olmaksızın büyük bir azametle tasarruf ediyor. Hal böyle iken bazı yayın organlarında çok abartılı bir şekilde küresel ısınma yaygaraları ile şu dünyanın ve kainatın dengesinin bozulacağını öne sürmek ne kadar gerçekçi? Canlıların, hayvanların ve insanların karbon salınımı ile küresel ısınmaya yol açtıklarını iddia etmek fiziki gerçeklerle ne kadar örtüşmekte?

Bu günlerde yazılı ve görsel basını izlediğiniz zaman en çok iklim krizi ve küresel ısınma haberleri ile karşılaşırsınız. Öyle ki neredeyse dünya battı batacak. Buzullar eriyecek ve dünyada hayat son bulacak.

Halbuki böyle bir hadise yok ortada. Sadece dünya dengesi içinde bir iklim döngüsü var. Bazen soğuk, bazen de sıcaklık etkili oluyor. İlahi Kudret dünyadaki hayatın devamı için dengeyi böyle kuruyor. Onun için karbon ayak izi, iklim krizi gibi fikirlerin içi boş.

Şimdi de bazı küreselciler karbon salınımı yapan canlılara hücum ediyor. Bir çok yerde inekleri itlaf ediyorlar. Hatta insanların da karbon salınımı yaptıklarını iddia ederek bir “sıfır karbon” mantığı ile insanlar için çeşitli sınırlamalar getirme gayretindeler.

Halbuki sıfır karbon demek, sıfır hayat demektir. Şayet canlılar ve diğer mahluklar kabondioksit salgılaması yapmazlarsa hayat biter. Çünkü o zaman bitkiler fotosentez yapamazlar ve hayvanlar ve insanlar için besin kaynağı kalmaz. Bu nedenle karbon salınımı çok önemli. İnsanlar ve canlılar da karbon salınımı yaparak bu dengeye yardımcı olurlar.

Hatta bazen karbon salınımı yetersiz olursa bir yanardağ patlaması ile bu denge yeniden kurulur. Unutmayalım hayatın ve kainatın bir Sahibi var ve hayatın devamı için gerekli tüm denge o Sonsuz Kudret tarafından kurulur.

Peki hal böyle iken bu küresel ısınma yaygarası nereden çıkıyor?

Neden sıfır karbon mantığı ile canlılara hücum ediyor?

Küresel ısınma ve karbon aya izi küreselci fitne odaklarının bir oyunu. Hedefleri hayata ve canlılara karşı bir düşmanlık. Maksatları da insan nüfusunu azaltmak. Bu nedenle besledikleri basın vasıtası ile tüm dünyayı tedirgin ediyorlar.

Ne yazık ki küreselci fitne doğrudan insanlığa savaş açmış durumda. İklim krizinden bir iklim pandemisi oluşturma gayreti içindeler. Nasıl ki Covid-19 ile suni bir pandemi meydana getirip binlerce insanı evlere hapsettiler ve dünyanın sosyal ve ekonomik dengesini bozdular. Aynı şekilde iklim pandemisi ile de aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Ardından gelecek bir kıtlık senaryosu ile dünya milletlerini bir kaosa sürükleme peşindeler. İşte Ukrayna Rusya arasında bir savaşa yol açmaları da yine bunun bir parçası. Çünkü dünya buğday, mısır ve ayçiçeği deposu bu iki ülkedir.

Velhasıl, küresel ısınma ve iklim krizi abartılmış ve yaygara yapılarak insanların korkutulduğu bir aparat haline getirilmiş. Bu nedenle besleme basında bu konudaki haberlere pek de itibar etmemek lazım. Çünkü öyle abartıldığı gibi bir iklim krizi ve küresel ısınma yok. Zaten bu konudaki gerçek uzmanlar ve hakperest bilim adamları bu hakikati açıkça dile getiriyorlar. Ancak hakim medya bu tür insanların sesine pek de yer vermediği için sesleri duyulmuyor.

Bakınız, onlardan biri olan Meteorolog John Coleman ne diyor:

“Şu anda kayda değer insan eli ile yapılmış bir ısınma söz konusu değil. Geçmişte hiç olmadı ve gelecekte olması da hiç muhtemel değil. İklim krizi siyasi maksatlarla ortaya atılmış bir konudur.”

Daha da başka sözler söylüyor. Buradan izleyebilirsiniz.

Demek ki küresel ısınma diye bir tehlike ve salgın söz konusu değil. Lütfen bu konudaki abartılı haberlere çok da fazla itibar etmeyelim. Yoksa Küreselci fitne odakları Covid-19 sahtekarlığında olduğu gibi, sahte bir iklim pandemisi ile de dünyayı yeni krizlere sürükleyebilirler.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*