Yaz sıcakları rahmet habercisidir

Bu yıl yaz oldukça sıcak geçiyor. Öyle ki bazı bölgelerde rekor seviyede sıcaklık görüldü. Kendi bölgemizde de 46 derece sıcakları bizzat yaşadık. Bu sıcaklıklar son yirmi-otuz yılın en yüksek seviyeleri idi.

Elbette ki insan ister istemez bu sıcaklardan etkileniyor, biraz da bunalıyor. Bazen de insanlar bu sıcakların yüksekliğinden şikayet etmeye başlıyor. Bir kesim de medyada çıkan abartılı haberlere aldanarak garip fikirler üretiyor. Hadiselere menfi yönden bakarak endişeye kapılıyor.

Halbuki bu sıcaklıklara hep menfi yönden bakmak son derece yanlış. Çünkü bir uzmanın dediğine göre bu yüksek sıcaklıklar kuzey yarım kürede rahmet habercisi. Şu anda bu aşırı sıcaklar nedeniyle büyük bir buharlaşma gerçekleşiyor. Adeta sema alemi su zerrecikleri ile dolup taşıyor. Elbette ki bu su zerreleri hep semada kalmayacak. Yakın bir zamanda yeryüzüne yağmur damlaları olarak düşecek.

Hikmet-i ilahi böyle işliyor.

Rabbimizin her fiili rahmet noktasında tecelli ediyor. Elbette ki rahmet de öyle hemencecik gelmiyor. Rahmet gelmesi için bir miktar zahmet çekmek gerekiyor. Hem Kuran bize bildirmiyor mu, “her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır” diye. İşte zorluklar zahmete, kolaylıklar ise rahmete işaret ediyor.

Onun için yakın bir gelecekte semadan bol bol rahmet damlaları gelmesi için bir miktar yaz sıcakları zahmetini çekmek gerek. Ki, böylece rahmetin değeri ve kıymeti daha iyi anlaşılmış olsun. İnsanlar fakr ve acz içinde Rablerine el açıp kulluk vazifesini daha bir şevkle yerine getirsin.

Aslında bu sıcak ve soğuk ve kuraklık birer döngüdür. Bazen bir süre soğuk ve kuraklık olur, bazen de bol yağışlı bir döneme gireriz. Bunlar Hikmet-i İlahinin tayin ettiği iklimsel döngülerdir. Yusuf Aleyhisselam zamanında yedi yıl bolluk ve ardından yedi yıl kıtlık döngüsünü Kuran bize haber veriyor.

Yani küresel ölçekte zuhur eden her hadise bu kürenin Sahibinin kudreti, ilmi, iradesi ve denetimi altında cereyan ediyor. Bu nedenle hikmet dairesinde cereyan eden bu iklimsel döngüleri küresel ısınma gibi bazı sebeplere bağlamak çok da gerçekçi değil. Bu pozitivist bir yaklaşımdır ve Allah’a inanan bir insan için doğru bir düşünce şekli değildir. Üstelik küresel ısınma ve iklim krizinin hiçbir bilimsel temeli de yoktur, ki olaya ilmi açıdan bakmış olalım.

Çünkü küresel ısınma diye bir mesele çok abartılarak medya eliyle topluma dayatılan bir meseledir. Asla ki ilmi verilere dayanmaz. Önce de yazmıştık, son yüz yıldaki küresel ısınma değeri 1 ila 2 derece arasında. İnsanların ve canlıların ürettikleri karbon miktarı bir yanardağın ürettiği karbon miktarı yanında hiç de dikkate alınmayacak bir değerdir. Yani insan ve canlılar yoluyla üretilen karbon miktarı küresel ısınmaya asla ki yol açmaz.

Bu nedenle küreselci fitne odaklarının “küresel ısınma, iklim krizi, sıfır karbon, karbon ayak izi” gibi kavramların içi boş ve insan nesline zarar verme gibi dehşetli bir planın bir ucudur. Çünkü karbon olmaz ise hayat biter. Karbona hücum etmek doğrudan hayata hücum etmektir.

Dikkat ediniz bu günlerdeki orman yangınları, buğday tarlalarını yakmak, buğday silolarını patlatmak, hatta Rusya ve Ukrayna savaşı, ki bu iki ülke dünyanın buğday deposudur, hep karanlık ve insanlık düşmanı zihniyetin birer sabotajıdır. Maksatları ise aynen korona sürecinde olduğu gibi, bir iklim pandemisi oluşturarak devletlerin ekonomilerine zarar vermek ve milletleri bir kaos sürecine sokmak. Cinni şeytanın emrinde hareket eden bu insi şeytanların ne yapmak istedikleri yine bize Kuran’da haber verilmiş:

“İnsanlardan öylesi vardır ki dünya hayatı konusundaki sözleri senin hoşuna gider; o, hasımların en yamanı olduğu halde kalbinde olana Allah’ı şahit de tutar. Hâkimiyeti ele aldığında ise ülkede bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez. (Bakara Suresi, 204-205)”

İşte bu ayetle adeta günümüzdeki küreselci fitne odaklarına işaret edilmekte. Çünkü bu bozguncu ve fitneci güruh önce GDO diyerek ekinleri ve ürünleri bozdular. Şimdi de tüm insanlığa savaş açarak nesilleri yok etmeye çalışıyorlar.

Bu nedenle insan olan herkes dikkat etmeli. Bilhassa da ehl-i iman olanlar. Küreselci fitnenin yaymaya çalıştığı “karbon ayak izi, sıfır karbon, sıfır emisyon” gibi ardında insanlığı yok etme fikri yatan düşüncelere itibar edilmemeli. Unutmayın dünyayı küreselciler değil, bu küremizin ve kainatın sahibi olan bir İlahi güç ve kudret idare etmekte.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*