“Örtülü ve sakallı kemalistler”

İçi;

“Demokrasi, hak ve hukuk, insan hakları, adalet, medeniyet ve kalkınma, adil bir gelir dağılımı ve refah, bilim ve teknoloji” ile doldurulmamış bir cumhuriyet…

Sadece;

“Slogan, hamaset ve gösterişten” ibarettir…

Slogan, hamaset ve gösteriş ise acı gerçeklerin üzerini örtmede kullanılan en etkili yöntemdir.

Tıpkı 100. yılda yaşananlar gibi.

Şöyle bir bakın 29 Ekimde yapılan kutlamalara.

Ne demeye çalıştığımız daha iyi anlaşılacaktır.

Öyle olmadı mı gerçekten?

Kutlamalarda bol bol slogan atılmadı mı?

Meydanlarda alabildiğince hamaset yapılmadı mı?

10. yıl marşlarına benzer marşlarla yüksek perdeden gösterişler de cabası.

Hiç kimse ekonomik kriz altında ezilen milyonlardan bahsetmedi.

Adalet ve hukuk dip yapmış, kimsenin umurunda değil.

Meclis etkisini neredeyse yitirme noktasına gelmiş, vekiller bile rahatsız olmuyor.

İnsan haklarında dünya sıralamasında aşağılara doğru gidiyoruz.

Ülkenin etki katsayısı günden güne düşüyor.

Daha da bir çok problem…

İşte tüm bunların tartışılacağı yerde…

Cumhuriyetin demokrasi ile taçlandırılacağı bir zemini tesis etmek yerine.

Sadece slogan atılıyor.

Yaşasın cumhuriyet!..

Evet her şeye rağmen “Yaşasın cumhuriyet!..”

Ancak gerçek bir cumhuriyet yukarıda bahsettiğimiz değerler ile dolu olursa o zaman yaşamaya devam eder.

Aksi takdirde…

Slogan atarak, hamaset yaparak…

İçi boş gösterişli toplantılarla bu iş olmaz.

Kemalist söylemleri ayyuka çıkararak da bir yere varılmaz.

İlginçtir bu son 29 Ekimde kemalist söylemlere çok vurgu yapıldı.

Adeta cumhuriyet bir kişiye mal edildi.

Halbuki;

Topluma mal olmuş bir yönetim şeklini tek kişiye bağlamak cumhuriyetin özüne ters bir durumdur.

Nerede kaldı, “hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözü?

Nerede kaldı cumhurun görüşü?

Tek adama sürekli vurgu yapmak sadece tek adam rejimini tesis etmeye çalışanlara yarar.

Tek adam rejimine boyun eğilmiş olanlar bundan son derece memnun.

Açıkça da söylüyorlar:

“Erdoğan ikinci Atatürk’tür” diye.

Biz zaten çok önceden demiştik: “Mevcut iktidar kemalist rejimin sağ kolu olan Fevzi Paşa uzantısıdır” diye.

O zaman bize itiraz edenler bu gün bu gerçeği açıkça görüyorlar.

Bu gün için kemalizme en çok sahip çıkan ne yazık ki mevcut yönetimdir.

Eylemler ve söylemler bu gerçeği doğrular mahiyette.

Muhafazakar kitlenin desteğiyle ayakta duran bir iktidar için acı bir durum!..

İşin en acısı da nedir biliyor musunuz?

Bu iktidar bir çok “örtülü ve sakallı kemalist” türetmiş.

Kendini muhafazakar sayan bir çok körpe zihni kemalist rejime boca etmiş.

Anıtkabirdeki o görüntülere dikkatli bakanlar ne demek istediğimiz çok iyi anlar.

Evet…

Cumhuriyetin 100. yılında geldiğimiz nokta bu.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*