Ninemin nasihati, evladımın iç sesi!

Kış soğuk yüzünü göstermeye başlamıştı. Hilal üç çocuğuyla evinin bir odasından diğer odasına mekik dokuyup duruyordu gün boyu. Bir ay sonra 3 yaşını dolduracak olan minik kızı Hüsna’nın tuvalet eğitimiyle uğraşmaktaydı son 4 aydır. Yazın sonuna doğru ‘haydi bismillah’ diyerek büyük bir savaşa girercesine işe koyulmuştu. Evdeki halılar toplandı, kanepelerin üzerine kalın, yıkanabilir örtüler serildi. İlk önceleri, annelik vazifesinin ciddi ve hassas tuvalet eğitimi sürecinde, sükûnetini koruma gayretinde olsa da sabır taşı yavaştan çatırtılarını hissettiriyordu. Bilhassa son bir haftadır kulakları ve kalbi yorarcasına sesler yükseliyordu aile içinde.

Rabbinin ikramı olan şefkat hazinesinin kaynağı, anneliğin ulvi hissiyatları, tahripkâr fısıltılara lakayt kalamıyordu. Akranlarının birçoğu üç günde geceli gündüzlü tertemiz öğrenmişti. Tek sefer bile halılar kokmamıştı. Şeytan boş durur mu! Ya seninki, diye vesvese seanslarına başladı bile. İlk çocuğu, ilk tecrübesi de değildi ki, aylardır pislerin içinde bocalayıp duruyordu.

Tüm bu nefsince, omuzlarına yüklenmiş hengamenin içinde büyük babaannesi, Hilal’i özlemiş ve ziyarete gelmek istemişti. Hilal dertler içinde! Sükûnetini korumaya çalışsa da farazî yorgunluklar ayaklarına dolanıp durmaktaydı. Doksan yaş nimetine mazhar olmuş ninesiyle hakkıyla alakadar olabilecek miydi acaba?

Ninesi geldi ve evde huzur meltemleri dokundu yüreklere. Miniklerin neşesi cıvıltılarla uçuştu havada. Hilal çok seviyordu babaannesini. Yüzünde yılların tecrübesi, bakışlarında ilmin derinliği, konuşması tek kelam binbir anlamdı! Ninesi halden pek bir anlar. Beklemez kederin dile dökülmesini, yürüyüş bile konuşur onun nazarında. Hilal, ninesini çok seviyordu. evlatlarının yüklerinin gerginliği ile üzmek istemiyordu onu. İkramlarla donattı sofrayı, mis kokulu yataklar hazırladı sevdiği ihtiyâre için.

Elinde tabakla geçerken mutfaktan odaya, küçük Hüsna tam da halının ortasında, halı göl yeri. Hilal, çığlık atar elinde olmaksızın, ‘ne yaptın yine, yeter artık!’ diye ani bir hareketle. Tuttu kızının çelimsiz kollarını sıkarak, damlaya damlaya aldı götürdü banyoya. Hırpalarcasına yıkadı üstünü başını kuzucuğun. Günahsız yavru şaşkın, korkmuş ve de pek kaygılı. Ezelden öğretilmiş değil ki, nasıl tutulur büyük ve küçük abdesti. Şunun şurasında kaç yıl oldu dünyaya geleli. Küçük kızını temizleyip geldi salona ıstırap dolu anne. Elinde bir kova su ve bez, oturdu halının başına.

Büyükannesi doksan yılı yaşamış, süzmüş, sindirmiş ruhuna. Minik torun aldı eline örme bebeğini, oturdu ninesinin dizinin dibine, kendini koruyacak bir kucak ararcasına. Hilal mahcup, sergilediği ani tavırdan ötürü, gözlerini kaçırarak ellerini çalıştırmakta halının üzerinde.

Büyükbabaanne başını büker hafiften, elleri dizlerinin üzerinde, derin bir mesele için oturuşunu düzeltmekte sanki.

‘Torunum, Hilalim! Merhamet etmeyene merhamet edilmez! Dünya denilen alem öyle büyük bir meta değil kİ, böyle bir minikle nizâya değsin!

Ahirzamanın çok okuyan, az yaşayan, aklı ve kalbi keşmekeşler içinde boğulmuş modern annesi!

Heybesinde mevcut olmayan, hayalî ıstıraplarla dolu kızım!

Evlat güle benzer. Sevgi ister, huzur ister. Evlat nadide bir tohumdur, merhametle sulanır, sabırla, hoşgörüyle boy verir, meyve verir.

Muhabbetle sarıp sarmalanır, korunur. Bak Hüsna’nın gözlerine, bilmez hakiki arzu ve ihtiyacını nasıl anlatacağını sana. Lakin, şefkat mâdeni annesi bakar ruhunun penceresi olan evladının gözlerine ve anlar her ne derdi varsa anında!’

Hilal, kızının mahzun yüzüne yöneltti pişman bakışlarını…

Hüsna diyordu ruh penceresinde annesine:

‘Anneciğim, muhtacım sana! Henüz 3 yıl oldu dünya âlemine tanış olalı. Esirgeme benden merhametini ve sabrını. Senden başka kimim var ki! Pek korkuyorum sen bana bağırıp kızıp öfke ile bakınca. Hani çok güçlüsün ya benden! Ben ne yapabilirim ki senin karşında ağlamaktan başka! Ben çok acizim anne! Lakin nice bilinmez meyvelerin tohumları saklı fihristimde. Vakti gelince açılırım senin merhametinle, Ben sana en sevdiğinden emanetim anne. Emaneti, emanet edenin istediği gibi koru anne!’

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Hacer, canım benim çok güzel yazmışsın. Günde bir kaç kez okunmalı bence Tam bize göre ☺️ Tebrik ederim canım

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*