AKP tuzağa çektiriliyor…

Doğu veya Batı

altAKP hükümetine kurulmuş dehşetli tuzakları görenler, yalnızca biz değiliz. İnsaniyetini kaybetmemiş ve neoliberallerin hipnozuna yakalanmamış her vatandaşımızın gördüklerini veya hissettiklerini dillendiriyoruz. Bu çerçevede her gün, yüzlerce ikazın basılı ve elektronik medyada görüldüğüne şahidiz. Şu yazımızda, hükümetin içine düşürülmek istendiği dehşetli tuzağın üç-beş boyutundan söz edeceğiz.

Her kes gibi inanıyoruz ki, AKP hükümeti ile Fethullah Gülen hareketinin karşı karşıya getirilmesi, dış güçlerce (neocon ve neoliberal) hazırlanmış bir senaryo idi. Gerek cemaat ve gerekse siyasi irade (hükümet), iç dinamiklerden ziyade dış faktörleri nazara alıp dinlediklerinden dolayı, kendilerince de mahiyetini bilemedikleri bir çatışmaya itildiler. Her iki tarafın da hadiseyi çerçeve olarak müşahhasça görüp ele alabildiklerine inanmıyoruz. Medyaya yansıyan resim ve beyanlar; asıl faillerin çatışmayı dışarıdan tahrik ederek seyrettiklerini gösteriyorlar.

Bu güne kadar operasyonlarla adaletin önüne çıkarılanların beyanlarında, pozitif hukuk müşahhas bir hüküm çıkaramıyor. Hisler, zanlar, tarafgirane hükümler, hükümet üyelerine yönelik şiddetli tenkitler veya cemaate yakın durma gibi şeyler; modern hukukta çözüme katkıda bulunmuyorlar. Kaldı ki; 12 Eylül’den bu yana belli bir program içinde, tüm siyasi taraflarca da Türkiye’nin gündemine taşıtılan bu harekete bulaşmamış çok az insan vardır. Pozitif hukuk burada devreye girmezse, cadı avıyla ülkenin okumuş tüm dindar kesimleri, su-i zan ve tedirginlikle travmaya sokturulacaktır. Türkiye Baharı’nı hazırlayanların belki de hedefledikleri bu idi… Neoliberaller sakala göre tarağı çok iyi becerirler. Söz konusu cemaati global ve lokal anlamda desteklerle evvela dindar kesimde umumileştirmek ve sonra da Kemalistlerle birlikte “tüm dini cemaatlere” irtica cephesinden hücum edilerek toptan dindarları saf dışı bırakmak…

SIRA CEMAAT-AKP İLİŞKİLERİNE GELİYOR…

Türkiye’ye bu oyunu kuranlara serviste bulunan Kemalistlerin medyalarında, çoktandır dillendirdikleri bu mesele, AKP’ nin tuzağa ne denli yanaştığını gösteriyor. Havuz Medyasında yazan bazı tetikçilerin Kemalistlerle işbirliği… Cumhurbaşkanını medih ederken, parti içindeki kurmayları arenadaki kaplanlara atmak için çok büyük gayretler gösteriliyor. Yukarda arz ettim… F. Gülen hareketi, 12 Eylül sonrasındaki devletin politikalarında esas olunca, bu hareketle irtibatlandırılamayacak kaç dindar gösterebilirsiniz ki… Cumhurbaşkanı devlet adına itiraf etti: 12 Eylül’den bu yana her istediklerini verdik… Hem içerde ve hem de dışarıda… Bu zaviyeden bakarsanız AKP kadrolarının yüzde sekseni zan altına girerler. Ülkede iç savaş çıkarmak için bu tezgahı kuranlar; Cumhurbaşkanını yücelttikleri nisbette cemaat düşmanlığında mübalağa yapıyorlar. Tayyip Bey’e muhabbet üzerinden AKP yi dağıtma hesabına girmişler. Sistemin neoliberal-kemalist ittifağınca dağıtılması ise; iç savaş ve müdahaleden başka bir manayı bize vermiyor. Hedef yalnızca belli bir gurup değildir. Tüm dindar kadrolar, dolaylı bir şekilde maznun olmaya doğru yol alıyorlar. AKP de ve cemaat cenahında tetikçilik yapanların beyanlarını takip ettiğinizde, maksat açıkça anlaşılıyor.

F. Gülen hareketiyle tüm dini cemaatleri ve AKP üzerinden de Siyasal İslam’ı bitirmeyi amaçlayan global dış harekete destek olmada yarışan Türk Solu’ndaki kalemlerin de takibinde fayda mülahaza ediyoruz. Neocon ve neoliberal güçlerine vatanı ve halkı aleyhine servis yapan bu İslamiyet ve millet düşmanlarının deşifre edilmeleri, senaryonun üzerine gerilmiş tenteneli siyah örtüyü uçuşturacak ve Türkiye’mize kurulan tuzağı birlikte göreceğiz.

TSK VE BAŞÖRTÜSÜ…

Tuzağın kimlerce kurulduğunu daha iyi anlayacaksınız. Ordumuzda vazife alacak kadınlarımıza tesettür serbestiyeti bizi sevindirmiştir. Avrupa emniyetlerinde çalışan polis memurları kadar, silahlı kuvvetlerimizin mensupları da bu temel haklarını bundan böyle kullanacaklardır. Bin seneden fazladır İslam’ın bayraktarlığını yapmış bir millete ancak bu yaraşır.

Gel gör ki; saldırgan Kemalistlerin bu hürriyetlere tahammülleri yok… Başını kapatan personeli şimdiden gülenci ilan etmeye başladılar. Neoliberallerle Kemalistlerin İslami sembollere düşmanlığının da deşifresi gerekir. Bundan böyle, temel hakların siyasi propoğandalara malzeme yapılamayacağını herkes gibi onlar da bilmeli, değil mi… AKP nin burada sebat etmesi lazım. Dikkatli, kanun hakimiyetine bağlı ve müşahhasça çalışmasıyla bu fitneleri aşabilir… Pozitif hukuku acilen devreye sokarak suçun şahsiliği prensibiyle hareket edecek AKP kadroları, kendilerini de yakacak bir musibetten hem ülkeyi ve hem de vatanı inşallah kurtaracaklardır. Bunun aksisini düşünmek bile istemiyoruz…

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*