Receb, Şaban ve Ramazan kardeşler, hoş geldiniz!

Image

Daha dün gibiydi, bir sene çabucak geçiverdi ve yine, yeniden Şuhur-u selase mevsimine, üç ayların çok karlı ve bereketli çarşısına geliverdik elhamdulillah. Bugüne kavuşamayanlar da var.

Receb, Şaban ve Ramazan. Bizim kültürümüzde, milletimizin arasında kıymet ve hürmeti çok aylardır. Ondandır ki; belki de İslam dünyasında, bu ayda doğan çocuklarına o ayın ismiyle müsemma verilen bir milletiz.

Rabbimizin ayı olan Receb’te, çok rağbet edilen gece olan Regaib  ile, en büyük mucize-i peygamberinin gösterildiği Mi’rac gecesi vardır. Şaban ayının da, kendisine ait olduğunu söyleyen kainatın efendisi (asm) nin kıyamette şefaat edeceği, ümmetinin beratına, kurtuluşuna da sebeb olan af gecesi vardır. Ümmetin ayı olan ve her harfi binlerle ifade edilen sevapları içine alan ibadetlerin saklandığı, aziz milletimizin de kadrini, kıymetini çok iyi bildiği Kadir gecesinin bulunduğu Ramazan ayı ise, başlı başına nimetler,bereketler, feyizler ve sayamayacağımız kadar güzelliklerle, ihsanlarla dolu bir aydır. Rabbimiz, İnşaallah o aya da kavuşturur bizleri.

Yani; dünyanın oyun ve oyuncaklarına, nefsin tuzak ve hilelerine aldanmadan bu mübarek ayları, yaz gününün rehavet ve günahlarına karşı mukavemet ederek ihya etmeliyiz ki, yarın bizler de kabrimizde nurani hayat bulup, berzah aleminde canlı olmalıyız.

Çok ibadet etmeliyiz, Oruç tutmalıyız. Hz. Ali’ye (r.a) sormuşlar “en çok neyi seversin?”  “yazın sıcak günlerinde oruç tutmayı” demiş. Nefse, özellikle de bu sıcak günlerde zor gelen oruç ibadeti, ihlasla olduğu zaman inanın ki çok kolaydır. Ve hep şunu hissetmişizdir. ”Oruç, Cenab-ı Hak’kın taahhüdü altındadır”. Kendisi için yapılan bir ibadeti nasıl garanti altına almaz ki Rabbimiz? Elbette bu, bizzat yaşayanlarca tesbit edilmiş bir hakikattir. Kur’an ve onun tefsiri olan Risale-i nurları bolca okumalıyız. Namazlarımıza ayrı bir dikkat göstermeliyiz. Dünyanın bittiği yerde ahiretin başlayacağını unutmayarak, namazı muhakkak ilk vaktinde kılmaya dikkat etmeliyiz. ”Şu işimde hele bir bitsin, namazı öyle kılarım” dememeliyiz. Zira, ayağımız bir kayar da, ahiret alemine göçersek, orada bize” gel bakalım efendi, o yarım işlerden ne haber?” demezler. Sorgu suale; önce iman ve sonra namazdan başlarlar. “Ne yapayım falan işim de bir bitsin, öyle namaz kılarım demiştim, ne bileyim böyle çabuk dünya değiştireceğimi” dememek için buna dikkat etmeliyiz.

Receb, Şaban ve Ramazan aylarınızı, kısaca Şuhur-u selase denilen; rahmet, bereket, sevaplar ve feyizler ayı olan üç aylarınızı tebrik ederim.

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*