Adaleti Savunanlar Derneği nerede?

Böyle bir derneğin varlığından haberdar olmayanlar da malûmat sahibi olanlar da mevcuttur.

Kısaltılmış ismiyle (ASDER) olan bu dernek, 28 Şubat’ın kasvetli zulüm günlerinde sırf dindar oldukları için ordudan ihraç edilen subayların kurduğu bir teşekküldür.

Her ne kadar başlıktaki isim olarak söylense de bir çok kimse dernek tesis edildiği zaman, dindar  askerlere yapılan haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik karşısında, (Askerlerin hakkını savunan dernek) olarak bilir.

Adaleti Savunanlar Derneği’ni bir de kendi resmî sitesinden okuyalım:

“07 Nisan 2000 tarihinde kuruluş için müracaatı yapılan dernek bu tarihte hukuken Ankara’da kurulmuş ve tüzüğü 30 Haziran 2000 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. Aralık 2000 ayında ilk genel kurulunu yapan dernek hızla örgütlenerek İstanbul, Bursa, Kütahya, Konya ve Kayseri’de şubelerini kurmuştur. Kurucu Genel Başkanı E. Prof. Tb. Alb. Ahmet ALPER’dir.

“Derneğin yedi kurucu üyesinin tamamı TS’lerinden Yüksek Askerî Şûrâ (YAŞ) kararlarıyla irtica gerekçesiyle emekli edilmiş personeldir.

“2004 Yılında yapılan kongrede Dernek Genel başkanlığına E. Tuğgenaral Adnan TANRIVERDİ seçilmiş ve genel merkez Ankara’dan İstanbula gelmiştir.

“2009 Yılında yapılan olağan kongre ile Dernek Genel Başkanlığına  E. Prof. Tb. Alb. Nevzat TARHAN seçilmiş ve halen görevi yürütmektedir.

“ASDER insan haklarının geliştirilmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması yönünde çalışmalar yapmak amacıyla kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür. Kim olursa olsun zulme uğrayanın yanında olmak ve kimden gelirse gelsin zulmün karşısında olmak en temel ilke olarak belirlenmiştir.

“YAŞ kararlarıyla TSK’lerinden uzaklaştırılan 1650’nin üzerindeki insanın doğal desteğini alan derneğin gündeminin ilk sıralarında YAŞ kararlarının yargı denetimine açılması, başörtüsünün başta eğitim alanı olmak üzere her alanda serbest bırakılması, kimliklerinden dolayı insanlara yapılan baskılara son verilmesi yönünde çalışmalar yapmak yer almaktadır.”

Evet, okuduğunuz gibi, 28 Şubat’ta ordudan ihraç edilen dindar subayların haklarının mücadelesi için teşkilâtlanmış ve teşkilâtının en büyük gayesini de; “ASDER insan haklarının geliştirilmesi ve hukukun üstünlüğünün sağlanması yönünde çalışmalar yapmak amacıyla kurulmuş bir sivil toplum örgütüdür. Kim olursa olsun zulme uğrayanın yanında olmak ve kimden gelirse gelsin zulmün karşısında olmak en temel ilke olarak belirlenmiştir” ibareleri ilâve edilerek, herkese yapılabilecek; HAKSIZLIK, ZULÜM VE ADALETSİZLİĞİN karşısında olacaklarını söylemişlerdir.

Hem ilk hem de şimdiki başkanı olan zatlar, yarım asır kadar evvel Ankara’da, bizim hem komşumuz hem de ailece hukukumuz olan kimselerdir. Derneği, tâ ilk zamanlarından beri bilir, tanırız .

Bizler hep, haksızlığın karşısında durmuş ve konuşmuşuzdur. Buna en büyük şahidimiz, gazetemiz Yeni Asya’dır. Gazetemiz, bütün ihtilâllerin, haksız ve hukuksuzlukların karşısında olmuştur. (28 Şubatçı zorbaların Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu zaman, onu sıkıştırmasında bile çok gazete korktuğu hâlde, Yeni Asya ona destek olmuş, yapılan haksızlığa karşı cesaretle karşı çıkmıştır.) 15 Temmuz harekâtından sonra, haksız ve hukuksuz olarak, kanunen suçları tesbit ve tahkim edilmemiş insanlara karşı yapılan haksızlıklara da hep karşı çıkıp, hakikî adaleti nazara vermişizdir. O harekâtta, gerçek suçlu olanlar, bizim bu tavrımız haricindedir. Yâni 15 Temmuz fiilinin bizzat içinde bulunan suçluları da, müdafaa etmiyoruz. Bu ince nokta da bilinsin ve ayırt edilsin. Ama haksız yere zulmedilenlere, at izi it izine karışmış vaziyetteki masumlara arka çıkmışızdır.

Peki, o kadar insan adaletsizlikle mahkûm edilmişken, tesis gayesinde “her türlü ve kimden gelirse gelsin haksızlığa, zulme ve adaletsizliğe karşı olan” bu dernek, bu hususta ne yapmaktadır acaba? Doğrusu, ben askerlerin özlük hakları iade edildikten sonra, derneğin faaliyet göstermediğini zannediyordum. Ama gösteriyormuş. Nasıl gösterdiğinin görünen bir tarafı yok. Galiba, “Nasıl olsa partinin ilk ismi ‘ADALET’ olan bir hükümetin zulmetmeyeceğini” zannettikleri için mi (!) aktif faaliyetten çekildiler bilmiyorum.

Hâlbuki adalet her zaman adalettir. Ve adalet herkese lâzımdır. Dernek bu işe şimdiye kadar hak namına el attı mı, hiç duymadım. “Bana göre adalet, bana adalet, sana gelince karışmam!” şeklinde bir adalet olmaz!

Haaa, başlıktaki sûale cevap verecek olursak, dernek anlattığımız gibi bir vaziyette. Bu arada, derneğin  başkanlarından biri olan “Adnan Tanrıverdi”  dört sene kadar, Cumhurbaşkanlığı baş danışmanlığını yapmıştır!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*