Risale-i Nur Rusya’da yasak mı?

Bizdeki din ve ahlâk karşıtı gazetelerin neşriyatı üzerine Rusya’nın bazı bölgelerindeki Nur Talebeleriyle irtibata geçtik. Başta Moskova ve St. Petersburg olmak üzere önemli merkezlerle haberleştik. Böyle bir yasağın pratikte söz konusu olmadığını söylediler. Mahiyeti henüz bizce de meçhul Kaliningrad’taki bir mahkeme kararından yola çıkan RIA NOVOSTİ ajansı böyle bir haberi geçmiş.

Halbuki başta Avrupa, Türkiye ve Orta Asya olmak üzere dünyanın dört bir yanında Rusça neşredilen eserler pratikte böyle bir yasağın olmadığını gösteriyor.

Hatta Bediüzzaman’ın önemli talebelerinden merhum Mustafa Sungur’u özel dâvetiyle Moskova’daki İslâm Konferansına çağıran Medvedev’e rağmen böyle bir yasak söz konusu olabilir mi? Gençliği komünizm, materyalizm ve masonların imansızlık ve sefahet girdabına kapılmış Başkan Vladimir Putin de, bütün gayretiyle dinî ve insanî değerleri Rusya’da inşaya çalışırken, bazı yerel mahkemelerin eski bolşeviklerden kalma din düşmanı bilirkişi raporuyla Risale-i Nurl’u yasaklamaya yeltenmeleri ister istemez dikkatimizi çekiyor.

2008’den bu yana Türkiye basınında mason destekli gazetelerde propaganda edilen bu yasağın mahiyetini doğru anlayabilmek için, Sovyetler’in dağılışından sonraki “Yeni Rusya’da” olup bitenleri dikkatlice takip etmekte fayda mülâhaza ediyoruz.

KOMÜNİZM BUHARLAŞTI MI?

12  Eylül’e kadar başta Türkiye olmak üzere birçok hür ülkenin gençliği “Kahrolsun komünizm!” diye kükrüyordu. Sonra bu sesler birden kesildi. Bu meselede sağcıların dış güçlerin tezgâhına geldiğini biz de kabul ediyoruz. Fakat bu kabul, komünizmin veya inkârcılığın “sırra kadem basması” sorusuna cevap vermiyor. Yani 12 Eylül’den sonraki tezgâha “inkârcı, ihtilâlci ve sefaheti teşvik eden” cereyanlar başka renk, ton ve formatlarda geleceklerdi. İdeoloji gömlek değiştirince komünistler Neocon veya Troçkist, masonlar da neoliberal veya turuncu olarak ortaya çıkacaklardı. İşe Yeni Rusya’nın bu iki cereyanla yıllardır nasıl boğuştuğunu takip etmeyenler, Kaliningrad gibi yerel mahkemelerin arkasına gizlenmemiş “dinsiz ve ahlâksız” cereyanları tanıyamazlar.

Neoliberallerin sahneye sürdükleri George Soros ile Rusya arasında yaşanan ekonomik savaştan sonra, Rus idarecileri, bu cereyanlara destek olan iş adamlarının, gazeteci ve STK’ların tezgâhlarını bozdu. Brzezinski ve Kissinger’e rağmen bilhassa Musevî kökenli tüccarlar petrol, medya, orman ürünleri ve bankacılıktan el çekmek zorunda kaldılar. Rusya Bediüzzaman’ın tabiriyle bin senelik tarih, kültür, din ve millî değerlerini tahrip eden eski bolşevik ve komünistlere yol vermedi. Rus idarecileri aleyhinde bilhassa neoliberallerin kontrolündeki medyada çıkan haberler; Murdoch, Soros veya Springer gibi barış karşıtlarının kuyruk acılarından başka birşey olmamalı. Bilhassa rüşvetlerle Rusya’daki dinsiz, serseri ve sefahetçileri organize edip Avrupa Mahkemesine dökenlerin maksatları, elbette hukuk değildi.

“RUS DA DİNSİZ KALAMAZ”

Rusların Risale-i Nur’a ilgileri sebepsiz değil. 1909’dan itibaren Bedîüzzaman Ruslarla ilgilidir. Rothschild’lerin kışkırtmasıyla Van Ermeni devletini kurdurtmak üzere vatanımızı işgal eden Rusların başına gelecek musîbetleri Kur’ân’ın yardımıyla keşfeden Bediüzzaman, Ruslardan önce Troçki ile Lenin’in mahiyetlerini dünyaya haber veriyor. 1909’da Tiflis’te Ruslara söylediklerini 1916´da Sibirya’da daha yakından söylecekti. İngiltere’nin oyununa gelen Rusya’nın bütün serencamını satıraralarında haber veren Said Nursî’nin Rus entellektüelince artık tanındığına inanıyoruz. Rus generallerinden siyasetçilerine kadar Risale-i Nur’un kıymetini idrak etmiş ülkenin aydınlarıyla Said Nursî üzerinden kavga vermeye çalışan neoliberaller, Kemalist yoldaş ve biraderleriyle küçük bir istişare etselerdi, böyle gülünç duruma düşmezlerdi.

Dijital medyanın dünyayı bir köye çevirdiği zamanlarda kitap yasağı… Başta Avrupa, Amerika ve İslâm âleminin en saygın üniversitelerinin en üst mahfillerine yerleştirdikleri Kur’ân tefsirlerini iftira ve karalama ve yalanlarla yasaklatayım derken Rus mahkemelerinin ve hukunun kanına giriyor neoliberal kaosçular… Risale-i Nur üzerinden kavga vermek tam bir nifak işi… Mert olsalardı; Perle, Fallacini, Huntington, Sarrazin ve Giordano gibi direkt Kur’ân’a hücum ederlerdi. Rusya coğrafyasında Hıristiyanlığı bütün temelleriyle tahrip eden komünistler, gençliğin İslâma dönüşünü engelleyebileceklerini zannediyorlar. Kaldı ki Bediüzzaman “Müslüman İsevîler” ifadesiyle, iki dini de “barışta” mezcetmiş. Onların bütün gayretleri de Said Nursî’nin müjdesini öteleyemeyecek: “Rus da dinsiz kalamaz. Geri dönüp Hıristiyan da olamaz. Ancak İslâmiyetle barışır ve Kur’ân’a teslim olur.”

NETİCE

Risale-i Nur’u okuyanlarda başlayan kişisel tekâmül, elbette çevrenin dikkatini çekiyor. Bu ahlâklı, çalışkan ve güvenilir insanları kim istemez ki… Tüccarlar, siyasetçiler, global cereyanlar ve hatta devlet bile… Risale-i Nur’dan kuvvetli imanî dersler alan bu insanlar, sosyal hayatta dost ve düşmanlarıyla nasıl muamelede bulunacaklarını, hangi prensiplerle hareket edeceklerini ve kırmızı çizgilerini de yine Bedîüzzaman’ın eser ve hayatından çıkaramazlarsa, kendilerini kuşatacak fitne, fırıldak, dış mihraklı cereyanların tetikçileri ve global dinsizlerin ajanlarıyla mücadelede elbette zorluk çekerler.

Mason, dinsiz ve sefahetçilerin ittifak halinde karşı koymaya çalıştıkları Risale-i Nur´un yasaklanamayacağını onlar da biliyorlar. Yalan, fitne ve iftira ile zihinleri bulandırmayı ve Rus idarecilerini zora sokmayı hedefleyen neoliberallere karşı Türkiye Nurcuları başta olmak üzere Avrupa ve İslâm âlemindeki Müslümanlar elbette maddeten ve manen yardım edeceklerdir. Diyanet’imizin sık sık birlikte toplantı yaptığı “Rusya Müftüler Konseyi”ne bu meseleyi taşıyacağına da inanıyoruz. Bünyelerinde Risale-i Nur ile alâkalı konferanslar düzenleyen üniversitelerimizin temsilcileri ve kıymetli öğretim üyeleri de ilmin ve hürriyetin namusunu kurtarmak için Rus meslektaşlarıyla bu konuyu müzakere edeceklerdir. Hukukçularımız da üyesi oldukları AİHM’deki hakimleri doğru bilgilendirerek; mason ve komünistlerin bu kıymetli müesseseyi boş ve insanlığa zararlı şeylere alet etmemelerini sağlayacaklardır. Risale-i Nur elbette yasaklanamaz. Fakat dünyanın gündemine oturması için demek ki böyle dâvâlara ihtiyaç oluyormuş…

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Muhterem Sukru Bey Agabeyimizin bu makalesi; Inaniyorum ki kiblesi kuzey olanlarin ve akli sadece zevk,sefahat ve dinsizlikle istigal etmekte olanlarin gayretlerini bosa cikaracak ve gunesin balcikla sivanamayacagini bir daha gozler onune seriyor.Makalede de belirtildigi sekilde rahmetli” Musatfa Sungur Abinin hayatina” ve”Kizil Meydandan Kabeye” kitaplarni okuyanlarin Risale-i Nurun Rusyada yasaklanmasi mumkun olamayacagi gibi boyle bir durum olsa bile Ruslarin bindikleri dali kesmek manasina gelecegini goreceklerdir.”Allah nurunu tamamlayacaktir kafirler istemese de”… Selam ve hurmetlerimle Yahya YILDIZ-ADANA

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*