Dergilerimizi derleyelim

Image

Gazetemizin 41. şeref yılı dolayısıyla yapılan kutlamalar vesilesi ile İstanbul’a gitmiştik. Bu maksatla bir yemek verilmişti, biz de dâvetliydik. Yemek masasında sağ tarafımda, gazetemizin çeşitli birimlerinde hizmetleri geçmiş ve şimdi de dergi grubu satış sorumlumuz olan, eskiden beri de hukukumuz bulunan Faik Altun kardeşimiz oturuyordu.

Gazetemizin Genel Müdürü Recep Taşcı Bey orada yanımıza gelerek, gazetenin fiyat ayarlamasıyla alâkalı yazdığımız yazıdan dolayı tekrar tebrik ve teşekkürünü bildirdikten sonra, Faik Kardeşimiz de “Osman Ağabey, gazeteyi yazdın, Sentezhaber’i yazdın, bir de şu dergilerimizi yazsan iyi olacak” demesi üzerine ben de ona söz vererek, “İnşaallah ileride yazarız” demiştim.

Evet dergiler, dergilerimiz, bizim dergilerimiz… “Gayemiz vatan sathını bir mektep yapmaktır” idealiyle hareket eden Yeni Asya ekolü, gazete ve kitaplar vasıtasıyla bunu yaptığı gibi, eski tâbirle “mecmua”, şimdi ise “dergi” diye bilinen neşriyatla da, her sınıftan insana hitap etmek ve onlara ulaşmak üzere harekete geçmişti. Bunun için ilk defa zannedersem 1977 senesiydi, bizim gençliğimizin en güzel günlerinde “ilme, irfana, ümrana KÖPRÜ“ adı altında ilk dergimizi neşrettik. O zaman, yazı işleri müdürü olarak hasbî ve kadim dostum, kardeşim, Dr. Hüseyin Özdemir vazife almıştı. Köprü çok güzeldi, her kitabı veremediğimiz bazı insanlara onu verip, nura yaklaşmalarına vesile oluyorduk. (Tabiî o zamanlar Risâle-i Nurların açıktan okunması ve satılmasının keyfî olarak yasak olduğunu da unutmamak lâzım) Her okuyan da beğeniyordu. Bu ilk dergimiz olan Köprü, aylık olarak yayın hayatına başlamışken, şimdilerde üç aylık ve biraz da akademik özelliğe sahip olarak çıkıyor.

Daha sonra, istikbalimizin, geleceğimizin ışığı çocuklarımızı, canımız yavrularımızı aydınlatmak için, 1981 senesinde “Can Kardeş“ dergisini çıkardık. O zamanlar yazdığımız bir yazıda meâlen; “Analar-babalar! Çocuk başlıca üç yerde terbiye edilir. Aile, okul ve cemiyet. Okul ve cemiyetin eğitim ve terbiye usûllerini biliyorsunuz; geliniz ailede hep beraber, Can Kardeş dergimizle, canımız yavrularımızı terbiye edip, istikametli yetiştirelim” demiştik.

Benim büyük kızım, gazetemizin şu anda da “Mısır Mektubu” yazılarını yazan Fatma Nur, o zaman daha dünyaya gelmemişti. Ama ben, “Kızım büyüyünce okusun” diye ilk günden itibaren Can Kardeş alıp, çoğunu da ciltlettirmiştim bile. Her iki kızım da, Can Kardeş okuyarak büyüdüler Allah’a şükür. Tabiî, birçok arkadaşımızın durumu da böyleydi. Can Kardeş de, haftalık olarak yayınlanırken, şimdi ayda bir çıkıyor.

Eee, geleceğimiz olan çocuklarımız için Can Kardeş dergisini çıkarırken, onları büyütüp yetiştirecek olan annelerimiz, bacılarımız, kızlarımız için bir dergi olmayacak mıydı?

Elbette olacaktı ve bu da düşünülerek hanımlarımıza yönelik olarak, yayın hayatına 1988 senesinde başlayan “Bizim Aile”, o güzide varlıklarımız, hanımlarımızın, kızlarımızın eline ulaşmış oldu. Ve aylık olarak o da yayınına devam ediyor.

Daha 5 yaşında olan “Genç Yaklaşım” dergisi ise, isminden de anlaşılacağı gibi, gençlere yönelik bir dergi. O da aylık olarak neşriyâtını sürdürüyor.

Evet; çeşitli yaş, cinsiyet ve konumları itibariyle hemen hemen her insan grubumuza hitap eden bu dergilerimizi alıp okutmak bizim için bir görevdir değil mi?

Nuru, gülü derleyen bu güzide cemaat, elbette dergilerimizi de derleyip toplayacaktır, okuyacaktır, yaşatacaktır!

Image

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*