Gerçekten de, ganiyy-i mutlak olan Allah, fakir-i mutlak olan insanlara öyle nimetler bahşetmiş, vermiş ki, bunların bazılarını da hiç ummadıkları şekilde, umulmadık yerlerden kullarına izhar etmiş, önlerinde hazır hale getirmiştir. Bu da, Allah’ın mutlak ve en zengin oluşunun, insanın da en fakir ve aciz oluşunun bir delili, hikmetidir. Tabii ,Cenab-ı Hak, bunları mükemmel Rablığının yanında, Rahimiyeti ve Rahmaniyetinin gereği de yerine getirerek, aciz insanlara merhamet ediyor, O kullarını rızıklarla besleyip, muhafaza edip, koruyor.
Peki, gafil aciz ve zayıf insan buna karşı ne yapıyor? Zannediyor ki, yediği, içtiği şeyler; Güneş olmasa, su, toprak, hava olmasa olmayacak, eline geçmeyecek. İnsan ya, işte nisyana düşüp, bir an bu işleri Rabbinin yaptığını unutup, aslında her biri de, o Rabbin emri altında olan sebeblere veriyor.
İşte Ramazan-ı Şerif geldiğinde ise, ehl-iman; gafil insanlara bedel, iman ettiği Rablerine tam bir teslimiyetle inkiyad ediyor, ona karşı boynunu eğip, bağlılığını gösteriyor. Adeta intizamlı bir ordunun askerleri gibi o ezeli Sultanın akşam onlara verecekleri ziyafete davet ediliyorlar. Ama, aç, susuz, perişan bir halde olmasına rağmen, o muazzam sofradaki hiçbir şeye elini süremiyor. Ancak onun ”buyurunuz” emrine uyarak yiyip, içip şükrediyor. Rablerinin emrine uyan kullar olduğunu gösteriyorlar.
Peki, bizi bu şekilde en muntazam bir şekilde yaratıp, besleyen, muhafaza eden, merhamet eden bir Rabbe karşı, biz en güzel kulluğumuzu göstermez, ona isyankar olursak, o zaman bize “insan” ismine layık insan denir mi?
Benzer konuda makaleler:
- Şükrün Anahtarı Oruç
- Mağfiretin mevsimi
- Hizmet-i Kur’âniye
- Şiddet-i İkaz Şiddet-i Muhabbetten Gelir
- Duâ verilmiş sözdür
- Yağdırmazsa Mevlâm su!
- Duâ özdür, Allah’a verilmiş sözdür
- Bu sıcaklarda nasıl oruç tutacağız?
- Rabbimize kavuşmaya denk sevinç; İftar
- Ramazan atmosferinde bir nefis muhasebesi ve uhuvvetin sırları
İlk yorum yapan olun