Hiç Hastalık Olmasaydı

İnsanın başına gelen musibetler, sıkıntılar, afetler, depremler, belalar, hastalıklar gibi hadiselerin altında büyük hikmetler gizlidir. Bu gibi olaylar zahiren ve görünüşte çirkin ve şer gibi görünse de, işin aslında insan yaşayışı için birçok güzellik ve iyiliği içinde barındırır. Mesela hastalığı ele alalım. İnsanlar ekseriyet itibari ile ömürleri boyunca mutlaka ki bir hasatlığa maruz kalmışlar, bir baş ağrısı, bir karın ağısı bile olsa bir hastalık ile tanışmışlardır.

İnsan fıtratında bu var. Kimimiz de daha ağır hastalıklarla karşı karşıya kalmışızdır. Bazen günlerce yataktan kalkamadığımız da olmuştur. Bazen de yakınlarımız ağır hastalıklar nedeniyle ölümün o acı pençesine düşmüştür.

Hastalıkların insana verdiği acı ve elem çok açıktır, uzatmaya lüzum yok.

Peki hiç hasatlık olmasa ne olurdu? Hiç ama, hiç hasta olmasa idik?

Hastalığın o acı ve elim ve sıkıntılı yüzü ile hiç karşılaşmasa idik?

Ne olurdu, hiç düşündük mü acaba?

Gelin, isterseniz hiç hastalık olmaması durumunda ne olurdu, zihni ve hayali bir netice tahlili yapalım.

Evet, insanları perişan eden hastalıklar hiç olmasa idi, öncelikle insanlık tarihinin en zeki ve en çalışkan tabakası olan doktorlar işsiz, atıl, boş bir vaziyet alırdı. Cenab-ı Hak insan denilen mahlukuna o kadar değer veriyor ki, tüm insanların en zeki ve akıllı ve çalışan kesimlerinden olan doktorlar ve tabipleri insan sağlığının hizmeti için istihdam ediyor, onları insan hayatın sağlıklı bir şekilde devam etmesi için görevlendiriyor.

Evet, hiç hastalık olmasa idi bu mühim tabaka atıl ve işsiz olacaktı.

Benzer tarzda eczacılar de boş ve işsiz kalacaktı. Tüm eczaneler bir işe yaramayacaktı. Allah’ın bazı maddelerde sakladığı şifaları insanlara sunamayacaklardı. Hiç hastalık olmasaydı, eczaneler gibi sağlık çalışanları, yani hemşireler, sağlık bakıcıları, ebeler ve diğer sağlık çalışanları da boş ve atıl bir vaziyet alacaktı.

Tüm bu sağlık çalışanları yanında Tıp Fakülteleri, Eczacılık Fakülteleri, Dişçilik Fakülteleri de aynı şekilde işe yaramaz bir hale gelecekti. Tıp ilmi, anatomi ilmi, biyoloji ilmi gibi insan sağlığını doğrudan ilgilendiren mühim ilim dalları olmayacak, Hipokrat ve İbn-i Sina gibi dahi doktorlar zuhur etmeyecekti.

Sözün kısası hiç hastalık olmasa idi cemiyet ve toplum hayatında en önemli sektörlerden birisi olan sağlık sektörü tamamen göçecekti. Bu göçüş de toplum hayatında bu sektörde doğrudan veya dolaylı olarak çalışan binlerce kişi ve kurumun boş ve atıl kalmasına neden olacaktı. Aynı zamanda diğer sektörleri de etkileyecek olan bu durum hayatı içinden çıkılmaz bir hale giriftar edecekti.

Gördünüz mü, hiç hastalık olmasa cemiyet ve toplum hayatının başına neler gelecekti?

İşte Cenab-ı Hak hastalık gibi cüzi ve hikmetli musibeti insanlara vermekle ne kadar önemli ve mühim kapılar açıyor. İnsanların en zeki tabakalarını çalışmaya sevk edip, nice gizli hikmetleri açığa çıkarıyor. İnsan denilen bu harika sanatını hastalık vasıtası ile didik didik ettirip, organlardan hücrelere, hücrelerden DNA’lara kadar yazmış olduğu Ayat-ı Kibriyasını her akıl sahibine okutturuyor.

Hakikaten hastalıklarda çok müthiş hikmet gizli…

Sual:

Peki, doktorlar zengin olacak diye, bazı insanlar geçim sağlayacak diye niçin ben hasta olayım? Hastalığın acı pençesine düşüp inim inim inleyeyim, bazen de bu hastalıktan hayatımı kaybedeyim?

Cevap:

Cenab-ı Hak biz insanlara durduk yerde hastalık vermiyor. Hastalıklara sebep olan bizleriz. Yanlış davranış ve hallerimizle adeta hastalığın gelmesi için davetiye çıkarırız. Fiil ve halimiz ile hastalığı isteriz ve Allah da bize hastalık verir, veya hasta olmamıza müsaade eder. Dikkat edin çevrenize! Hastalıklar ya israftan, tedbirsizlikten, yeteri derecede korunmamaktan, sigara alkol gibi zararlı maddeler kullanmaktan; veya aşırılıktan, kirlilikten, stresten; veya insan sağlığı için uygun olmayan diğer davranışlarımızdan meydana gelir. Yoksa insan vücudu ile, çevresi ile, hal ve davranışları ile tam bir uyum içinde olsa kolay kolay hastalanmaz.

İşte hatalı ve yanlış davranışlarımız nedeni ile hastalanırız. Ancak burada yine rahmet tecelli eder, hastalık nedeniyle çok güzel neticeler ortaya çıkar. Hastalıkların yüzlerce hikmeti vardır. Bir kısmını yukarıda izah ettik. Lem’alardan 25. Lem’a bu konuda şaheser bir kitaptır. Orada hastalığın yüzlerce hikmetinden bahsedilmiş. İnsan o eseri okuduğunda adeta hasta olası geliyor.

Ancak elbette ki sağlıklı bir hayat sürmek tercih nedenidir. Allah kimseye ağır hastalıklar vermesin. Ama bazen sağlık en ağır hastalıktan daha kötü olabilir. Sağlıklı bir vücuda sahip olup da şükrü unutmak, bu vücudun hakiki sahibini hatıra getirmemek en büyük hastalıktır. Dünyadaki hastalıklarımız kısacık ömrümüzü tehdit ediyor. Ancak şu kainatın ve şu dünyanın ve şu insanların Rabbinden gaflet ederek bir hayat sürmek ebedi hastalıkları davet ediyor. Asıl hastalık bu olsa gerek.

Yoksa dünyevi hastalıkların hikmeti bilindiği zaman ebedi hayat için bir kazanç vesilesi olur. Cenab-ı Hak bizleri bu dünyanın ve ebedi hayatın hastalıklarından korusun. Bize bu dünyada ve ahirette güzellikler verip Cehennem ateşinden muhafaza etsin. Amin

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Çok saçmalamışsınız hiç hastalık olmasaydı zaten doktor eczane olmayacaktı ve bu mesleklerden işsiz kalan olmayacaktı

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*