Türkiye’nin en büyük gazetesi: Yeni Asya

70’li senelerin başlarında, Yeni Asya Ankara temsilcimiz bize demişti ki; “Aslında, hem devlet teşkilâtlarının, hem de genelkurmayın en çok takip ettiği gazete, Yeni Asya’dır.”

O zamanlar, biz de buna mümasil şeylere şahid olup, işittiğimiz için bunu tasdik ediyorduk. Ve yine, Ömer Tuncay Ağabeyin anlattığı bir hatırasında; “Zübeyir Ağabey ile beraber, Yeni Asya’nın nüvesi olan İttihad Gazetesi’ni, Ankara Cebeci Camii çıkışında satıyorduk, rahmetli Zübeyir Ağabey bana orada şunları söyledi: ‘Kardeşim, biz bu gazeteyi yetmiş, seksen bin bastığımız zaman, Türkiye’nin gündemini biz tesbit ederiz.’” 80 ihtilâli sonrasında, ihtilâlcilerin tekliflerini reddeden Kutlular Ağabey, onların teklifini kabul etseydi, Yeni Asya, en çok satan gazetelerden olacaktı. Ama şükür, tavizsiz istikrar çizgisinde devam edip, kimseye yem ve oyuncak olmadı.

Peki, Yeni Asya, dost-düşman, niye herkesin çok alâkasını celb ediyor ve dillerinden düşürmüyorlar? Çünkü Yeni Asya, hiçbir gazeteye benzemiyor da ondan. Dün, “ak” dediklerine, bugün rahatlıkla “kara” diyebilen diğer gazeteler gibi, muvazenesiz, ölçüsüz değil de ondan. Yeni Asya’nın elinde, Risale-i Nurlar gibi, asrımızın en büyük Kur’ân tefsiri var ve onun prensipleriyle hareket ediyor. Hülâsa, öz olarak da, Kur’ân’ın dört büyük esası olan: Tevhid, nübüvvet, haşir ve adaleti esas alıp, tefsir olarak, ağırlığını o cihette yapan Risale-i Nurlar’ın, o şaşmaz ölçüleriyle hareket ediyor. Onun için, o dört esası âleme neşredip, yaydığı gibi, bilhassa da, hakikî adalet prensibini dillendirdiği için, “Yeni Asya yazıyorsa doğrudur” sloganı ile her zaman; Hakkın, doğrunun, adaletin, mazlumun ve masumun yanında olmuştur.

1973-74 senelerinde, Ankara’da “Halkçı” matbaasında Yeni Asya’nın baskısı yapılıyordu. Geceleri matbaaya gidip, gazetelerin basılmasından sonra, Anadolu sevkiyatını biz yapıyorduk. O matbaada, Cumhuriyetin solculuğunu bile beğenmeyen “Yeni Ortam” diye bir gazete vardı, o, ülkücülerin ya “Ortadoğu veya “Hergün”, MSP’lilerin de; “Millî gazete” ve “Yeni Devir” ile “Yeni Asya” basılıyordu. Her akşam herkes, hummalı bir şekilde gazetesini bastırmaya çalışıyordu. Bir akşam, o zamanın solcularının elinde olan SBF basın yayın talebeleri gezmeye gelmişlerdi, Bizim gazetenin, haberlerin devamı olan, 5. veya 7. sayfa matrislerini çalmışlar, ertesi günü gazeteyi basamamıştık. Yeni Ortam temsilcisi yanımıza geldi, üzüldüğünü söyledi. Biraz da mert birisiydi. “Yahu, Türkiye’de solda Yeni Ortam, sağda; Yeni Asya var, Yeni Asya basılmazsa, sağda gazete yok demektir” demişti. Biz de buna çok memnun olup, iftihar etmiştik. Yeni Asya, işte başkalarının da gözünde, böyle bir gazeteydi. Bu hatırayı, gazetemizin 40. sene-i devriyesinin merasiminde, sahnede, kürsüde anlatmıştık.

Şimdilere geldiğimizde ise… dün Yeni Asya’nın tanıtıp, bir yerlere getirdiği bazı eski mensubları,  şimdi ne hikmetse, resmen bize düşman olanlardan daha çok düşmanlık yapıyorlar. Daha dün bizlerle aynı görüşü beyan ederken, araya giren siyaset fitnesi, menfaat, kin ve enaniyet gibi sebeblerle Yeni Asya treninden atlayanlar, dönüp arkalarına bakmayıp, yeni çizdikleri yolda yürümeleri îcab ederken, işleri-güçleri Yeni Asya ile uğraşmak olmuş. Bir de üstüne üstlük; gıybet, hakaret, tezvirat, neredeyse küfür gibi bed muamelelerle eski gazetelerine hücum ediyorlar. Yahu kardeşim, beğenmeyip ayrılmışsınız, yolunuz mübarek olsun, gidin kendi işinize… Biz size karışıyor muyuz? “Kardeşim yanlış yapıyorsun” diyor muyuz? Yok. O hâlde, bu kin ve adavet niye? Siz bize, ne hak ile karışıp, akıl vermeye, ayar vermeye çalışıyorsunuz?

Bir de, son zamanlarda, karı görüntülü bazı herifler, içeriden de casusluk yapıp, bir taraflara Yeni Asya’yı ispiyonlayıp, akılları sıra zor durumda bırakmaya çalışıyorlar. Yalan yanlış bilgilerle, çokbilmişlik edasıyla komik vaziyete düşüyorlar. İsnadsız, ispatsız iddialarla çamur atmaya çalıştıkları Yeni Asya, demek ki ne kadar büyük bir gazeteymiş ki, bizim ormanda yetişen eski balta sapları ile eskiden beri düşman olanlarla el ele verip, Yeni Asya ormanını kesmeye çalışıyorlar. Şunu unutmayın ki, biz inayet-i İlâhî altındayız. Ne kadar, baltalarınızla vursanız da, Yeni Asya ormanı, Amazon ormanı gibi çok büyük ve geniştir evvel Allah. Manevî bakımdan, Türkiye’nin en büyük gazetesiyle uğraşmayı bırakın da, rahat edin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*