Hükumetin manevi cephesi çöküyor

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde şehre girerken bir derviş yanına yaklaşıp diyor ki:

“Padişahım bu şehri bizim dualarımız sayesinde aldın.”

Padişah tasdikle cevap verir:

“Derviş efendi, sen de şu kılıcın hakkını unutma.”

Demek ki başarının iki cephesi var:

Birisi maddi cephe…

Diğeri de manevi cephe…

İkisi bir araya geldiğinde başarı yolları açılabiliyor.

Hatırlayınız:

İstanbul bütün maddi şartlar hazır olduğu halde, Cibali Baba denen meczup birinin manevi engeli ile karşılaşmış, Akşemdeddin bu manevi engeli aşınca fetih nasip olmuştu.

Bu nedenle maddi ve manevi cephe ittifakı önemli.

Birisi eksik olduğunda ise bazı sıkıntılar da kaçınılmaz oluyor.

İşte tam da bu günkü hükumetin içinde olduğu durum gibi.

Basından izliyorsunuz:

Hükumet adeta dağılmış bir vaziyette.

Yangınlar, seller biri biri ardınca hükumeti sarsıyor. Her bir musibet yönetimdeki zafiyeti bir bir ortaya döküyor. Kurumların başlarında olanlar kuru gürültüden başka bir şey yapamıyorlar. Gün geçtikçe çaresiz ve aciz bir yönetim şekli gün yüzüne çıkıyor.

Bir adam çıkıyor, tek başına, mevcut yönetimimdeki partinin bütün kirli çamaşırlarını ortaya saçıyor. Yayınladığı videolar yüz milyonlar tarafından izleniyor.

Bu bile çürümüşlüğü tek başına ifade etmeye yeter.

Nereyi tutsanız elinizde kalıyor yani…

Velhasıl…

Kötülüğü daha fazla yazmaya gerek yok.

Kısacası hükumet çöküyor.

Hükumetin tek adamı olan şahs-ı muhterem ise gün geçtikçe tuzun suda erdiği gibi eriyor.

Okyanus ötesindeki bazı ölçüsüz ve dengesiz tiplerin, “Şöyle büyük, böyle güçlü ve kuvvetli” dedikleri şahıs, “Devlet’in iki dudağının arasına” sıkışmış vaziyette.

Peki bu duruma nasıl gelindi?

17-25 Aralık süreci çok daha büyük bir yolsuzluk operasyonu iken, orada güçlenen iktidar bu günlerde niçin güç kaybetmeye başladı?

Bunun pek çok maddi sebebi olabilir.

Bunlar gözle görülüyor.

Ancak;

Gözle görülmeyen bir mühim sebep daha var, oda şu:

Hükumetin manevi cephesi çöküyor.

Arkasındaki dua destekleri günden güne eriyor.

Üstadın talebelerinden bazı zatların zamanındaki açık, net ve ifrat derecesindeki destekleri malum.

Bu zatlar bir bir ahrete göçtü.

Yani bu dua desteği fiilen çöktü.

Geride kalan bazıları ise malum şahs-ı muhteremi “Siyaset Mehdisi” ilan etme noktasından, neredeyse, “Siyaset Süfyanı” ilan etme noktasına doğru gidiyorlar.

İşte garip bir durum.

Lafı uzatmaya gerek yok.

Açık bir gerçek ki:

Bu gün hükumetin manevi cephesi bir bir çöküyor.

Bu çöküş de yangın, sel, kuraklık, salgın hastalık gibi musibetlerle kedini gösteriyor.

Demek ki manevi destek çekildikçe maddi çöküş hızlanacak.

Böylece Üstadın meslek ve meşrebine set çekmeye çalışanlar bir bir ortadan kalacaklar.

Zaten, “Üstadın meslek ve meşrebine ihanet eden” birisi dehşetli bir tokat yedi, köşesine çekildi…

“Demokratları tahrip etmek” görevi ile görevlenen ve “Üstadın siyasi mesleğini tahrip etmeye çalışan” şahs-ı muhterem de bir şekilde bu dehşetli hatasının tokadını yiyecektir.

Bundan hiç kuşkunuz olmasın.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*