‘Metaverse’ nedir, ne değildir?

‘Metaverse’ nedir, ne değildir?

Hani meşhur Köroğlu demiş ya, “Tüfek icat oldu mertlik bozuldu” diye. Öyle de, bazı icatlar insani değerlerimizi bozuyor ne yazık ki. İşte televizyon. Televizyon icadı sonrasında aile ve komşuluk bağları baya zayıfladı, hatta biraz da bozuldu. İnsanlar birbirine gitmez oldu. Yine benzer tarzdaki icatlar da bazı önemli değerlerimizi yıprattı. Bu, içinde yaşadığımız bir gerçek. Zira internet icat oldu, dostluk bozuldu. Akıllı telefon ve sosyal medya icat oldu sosyal hayat yıprandı. Eğitimde olanlar bilirler, akıllı telefon ve akıllı tahtalar eğitimi tahrip noktasına getirdi.

Halbuki günümüzde keşfedilen teknik ve teknolojik gelişmeler Allah’ın insanlara büyük bir ihsan ve ikramıdır. Hayatı kolaylaştıran nimetlerdir. Bu nedenle teknoloji insanlığın maddi ve manevi gelişmesine hizmet etmeli. İnsanın her yönden terakki etmesine vesile olmalı.

Peki günümüzde böyle mi oluyor?

Ne yazık ki bu suale olumlu cevap verebilmek mümkün değil. Zira teknolojiyi elinde tutanların böyle bir istek ve arzuları yok. Hatta yukarıda saydığımız teknolojik icatlar çoğu zaman gaflete de sebep oluyor. İnsanlara insanlığını unutturuyor. Hayatın gerçeklerinden koparıyor.

Zira teknoloji dediğimiz şeylerin kendi başına bir belirleyiciliği yok. İş, onu kullanan kişilerin niyet ve davranışlarında. Mesela insanlık “nükleer güç” diye önemli bir enerji kaynağı keşfetmiş. Ne yapmış ilk olarak? Gidip iki tane şehre atom bombası atmış ve bir anda binlerce kişinin hayatına son vermiş.

Şimdi bu noktada “nükleer enerjinin” ne suçu var? Halbuki bu enerji çeşidi çok büyük bir nimet. Bir “nükleer elektrik tesisi” kurduğunuz zaman en az masrafla elektrik üretip insanlığa hizmet için kullanabiliyorsunuz. Hata ise, onu kullanan kişi ve kurumlarda.

İşte hemen hemen tüm teknolojiye bu tarzda bakılabilir. Yani teknolojiyi doğru kullanırsanız iyi ve doğru netice verir, kötü kullanırsanız kötü neticeler alırsınız. Ateşi yemek pişirmekle, bir evi yakmak için kullanabileceğiniz gibi.

Risale-i Nur teknoloji konusunda ne diyor?

Bu husus Nurlarda çok güzel beyan edilmiş:

“Cenâb-ı Hakkın büyük nimetleri olan tayyare, şimendifer ve radyoya, büyük şükürle mukabele lâzımken, beşer şükür etmedi, tayyarelerle başlarına bomba yağdı. Ve radyo öyle büyük bir nimet-i İlâhiyedir ki, ona mukàbil şükür ise, o radyo milyonlar dilli bir küllî hâfız-ı Kur’ân olup, bütün zemin yüzündeki insanlara Kur’ân’ı dinlettirsin. Ve Yirminci Sözde Kur’ân’ın medeniyet harikalarından gaybî haber verdiğini beyan ederken, bir âyetin işareti olarak, kâfirler şimendiferle âlem-i İslâmı mağlûp ederler”

İşte bu ifade bize şunu anlatıyor:

Şayet radyo, TV, internet, akıllı telefon, sosyal medya ve diğer teknolojik icatları doğru yerde ve Allah’ın rızası yönünde kullanırsanız, o zaman o icat sizin için çok büyük ve değerli bir nimet olur. Yok, o icat sizi gaflete atıyor ise, insanlığınızı ve hayat gayenizi unutturuyor ise, sizi Allah’tan uzaklaştırıyor ve nefis ve şeytanın sahasına yaklaştırıyor ise, o icat sizin için bir nikmet kapısı olur. O zaman o kapıdan içeri girmeyiniz.

İşte “metaverse” denilen ve son günlerin en çok tartışılan yeni teknolojik icadına da bu tarzda bakılabilir. Şayet bu icat Allah yolunda kullanılır ise, belki uzak yerleri görmek, kısa bir süre hayal dünyasına dalarak alem-i misalin küçük bir numunesini şehadet aleminde de müşahede etmek için zevkli bir uğraş olabilir.

Yok bu “metaverse” denilen icat sizi Allah yolundan alıkoyacak ise, sizi gaflete atıp gerçek dünyadan uzaklaştıracak, çevrenizle bağınızı koparıp şeytanın emrine sokacak ise bu işten uzak durmak gerekiyor.

Buraya kadar olan işin elbette ki teorik yönü.

Metaverse bakış açısı

Peki bu günkü ortamda işin pratik ve gerçeklik yönüne nasıl bakabiliriz?

Yani bu günkü internet, metaverse ve sosyal medya ne kadar Allah yolunda kullanılıyor?

Bu soruların cevabı hadiseleri bire bir yaşayan insanlar için elbette ki malumdur. Evet, internet, sosyal medya, Youtube gibi mecralarda oldukça ciddi yayınlar var. Ancak bu yayınlar bir ölçüde yayıncının iznine bağlı. Şayet siz Euronur.tv gibi bağımsız bir video platformu kurmuşsanız kendinize göre doğru ve istikametli bir yayın yapabilirsiniz. Fakat diğer platformlardaki yayınlar bir ölçüde yayıncı kurumun kuralları doğrultusunda gerçekleşir. Gerek sosyal medya platformlarında ve gerekse video yayın sitelerinde bir çok video, hatta bazı ilmi çalışmalar dahi sansür yiyebiliyor. Yani hangi platform size ne müsaade ediyor ise o kadar yayın yapabilirsiniz. Üstelik bu gün bu teknolojileri elinde tutanların gayeleri sadece ve sadece ticaret. Bu nedenle para ve kazanç getirecek her kesime kapı açılıyor. Yani bu ortamlarda Rahmani sofralar da var, şeytani ve nefsani sofralar da… Hangi sofradan besleneceğiniz ise size ait. Ancak şu da bir gerçek ki nefsani ve şeytani sofraların cazibesi çok yüksek.

Sanal muhabbet mi, gerçek dostluk mu?

“Metaverse” denilen hadise de böyle. Fakat bunun etkisi biraz daha farklı gibi gözüküyor. Zira internet, akıllı telefon ve sosyal medya ile iyice yalnızlaşan insanlar, “metaverse” ile büsbütün hayattan koparılmak isteniyor. Bu teknoloji şu görünen hali ile insana ve fıtri yaşamına çok ciddi bir zarar verecek gibi gözüküyor. En azından şu an bu teknolojiyi uygulamaya çalışan ve kablonun ucunu elinde tutan kurum ve kuruluşların niyeti iyi gözükmüyor. Sakın, tüfeğin mertliği, internetin dostluğu bozduğu gibi, metaverse de insanlığı büsbütün bozmasın.

Dememiz o ki şu an için, Metaverse denilen olaydan biraz uzak durmak, bu hadiseye biraz mesafeli olmak gerekiyor. Hani Üstadımız bir sözü var ya şu mealde, hayalci Ziya Gökalp’e söylediği: “Bir acı soğanı, bin tane hayali kızıl elmaya tercih ederim” diye. İşte aynen onun gibi, bir faydalı dost ile kucaklaşmayı, küçük bir ortamda dostlarla sohbet edip muhabbet etmeyi, bin hayali “metaverse” olayına tercih etmek lazım, diye düşünüyoruz.

Tekonolojik gelişmeler belki de bir kıyamete sebep olacak

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*